Nazım Hikmet'in Aziz Hatırasına
Dünya tarihinin belki de en kanlı yüzyılının başında doğdu. Dönemin koşullarına göre oldukça varlıklı ve eğitimli sayılabilecek bir aileden geldi.
“Üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim” der Otobiyagrafisinde.
Paşazadeydi aslında burjuva karşıtı olmasına rağmen. Ancak çok kızardı kendisine “Paşazade” diye
yalnızlık
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
eflâtuna çalar puslu lâcivert
bir sis kuşattı ormanı
karanlık çöktü denize
yalnızlık
çakmak taşı gibi sert
elmas gibi keskin
ne yanına dönsen bir yerin kesilir
fena kan kaybedersin kapını bir çalan olmadı mı hele
elini bir tutan…
Taşlar...
İlham veren, sakinleştiren, yaralara iyi gelen, psişik ve fiziksel etkileri olduğuna inanılan taşlar...
Mitolojide, tılsım olarak kullanılan, koruduğuna, kötücül güçleri ve korkuyu uzaklaştırdığına inanılan büyülü taşlar... Kuvars, obsidyen, ametist, akik, zebercet...
İnciler, yakutlar, zümrütler... Yeşim, Firuze taşları... Lapiz,
Sait Faik Abasıyanık’ın Mark Twain Derneği’nin Atatürk’den sonra ikinci ve son Türk onur üyesi olduğunu biliyor muydunuz?
14 Mayıs 1939 yılında kabul edildiği üyeliği bilgisi, 1953 yılında Yaşar Kemal’in onunla yaptığı bir röportaj ile basına yansımıştı. Yaşar Kemal onu Kadıköy'de bir bankta oturup insanları izlerken bulur. Ve sorar:
- Ne var ne
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Sanat'ın 7 Rengi 2 kitabını da diğer kitap gibi çok sevdim.Yazılan yazı ve şiirlerin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Geçen incelememde yapmamıştım ama bu incelememde tüm yazarlara teşekkür etmek istiyorum:
"yalnızlık
çakmak taşı gibi sert
elmas gibi keskin
ne yanına dönsen bir yerin kesilir
fena kan kaybedersin
kapını bir çalan olmadı mı hele
elini bir tutan"
Attila İlhan
Attila İlhan'a dair satırlarla. Ve ardından Bâki'nin dizeleri geliyor. Daha iyi bir başlangıç olamazdı diyorsunuz:
"derd-i aşkı gayrdan sorman ne bilsün çekmeyen
ânı yine âşık-ı nalâna söylen söylesün"
Ve ardından Fuzûlî devam ediyor:
"lâhza