Ve gece hışırtıları içinden
Bin yıllık kar altından
Ölüler kentinden
Sıyrılarak
Geceyi ışıklarla delerek
Gelenler var biliyorum
Yaklaşıyorlar gölgeler
Hayaller anılar ve sesler
“Hiçbir şey kalıcı değil; kafandaki düşünceler bile. Kaybolanı aramaya kalkışarak boşuna zaman harcamamak gerek. Bir şey kayboldu mu gitti, gider.”
Son Şeyler Ülkesinde kaybolan yalnızca nesneler değil, düşünceler, imgeler, idealar. Varolan hiçbir şeyin varlığının garantisi yok. Bugün olan şey yarın birden yok olabilir.
Paul Auster bu distopik
Sobalı bir evde otururduk çocukluğumda ve kış aylarında elektrik çok giderdi yaşadığım şehirde. Akşam yemeklerinden sonra gaz lambası yakılır,soba alev alev yanar 7 kardeş etrafına otururduk ablamın babaannemden öğrendiği masalları anlatsın diye. Her masal bambaşka bir hayal alemiydi bizim için. Nasıl sabırsız ve heyecanlı beklerdik o anın gelmesini.
Bu kitabı okurken çocukluğuma gittim. Ne kadar katıksız ve günahsız, saf ve temizmişiz.
Yıllar bizi örseledikçe yüreğimiz karaya çalınmış,insanlığımızı unutur olmuşuz.
Masum kimsesiz hayaller aleminde , kendi masalında yaşayan küçük bir çocuğun hikayesi. Sıradan bir hikaye belki ama bize değerlerimizi insanlığımızı sorgulatan bir hikaye.
Kendisini terkedip yalnız bırakan anne, babasına bile kin tutmamış onlara kavuşma anlarını kendi hayallerinde canlandırırken cansız varlıklara anlamlar yüklemiş ve derin,saf bir sevgi ile bağlanmış bir çocuğun masalı.Herşeyi kendi gibi yürek sahibi sanmış, anlam yüklemiş.Canlı,cansız her varlık onun için anlam ve değer kazanmış.
Çocukluk başkaymış, başka bir yürekmiş çocukluk.
Kinden, nefretten , günahtan kötülükten uzak bir alemmiş çocukluk. Sevgi üzerine kurulu bir dünyaymış çocukluk.O dünyaya bir kez daha dönmek ve hatırlamak istiyorsanız eğer bu masal tadındaki hikayeyi okuyun derim ben...
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201869,3bin okunma
1K’da bulunan Değerli Yazar Şiir dostu "Yusef Masadow" Bey’in nazik jestiyle kendine yakışır güzel temennileriyle imzalı yollamış olduğu "Rima'ya Mektuplar" kitabı için kendisine bir kez daha gönül selamıyla Teşekkür ediyorum.
Herkesin Bir Hikayesi Vardır Kimseye Anlatamadığı..
Sevdaları, hayal kırıklıkları,
Gelenler var biliyorum
Yaklaşıyorlar gölgeler
Hayaller anılar ve sesler
Büyük aydınlıklarla birlikte geliyorlar
Gittikçe beliriyorlar
Gittikçe yoğunlaşıyor
Doku et kemik kazanıyorlar
Kasları çağa gerilmiş
Er kişiler çıkıyor bir bir geceden
Biliyorum geliyorlar sancaklarıyla
Geceyi silen sancaklarıyla
Gök yeşilini getiriyorlar
Güneşin ışığını taşıyorlar
Koşanlar bunlardır çağırdığım fecre doğru
Yoğrulacak bir fecre doğru
Aydan sütundan taşıyorlar
Gün ışığından kemerler
Çerçeveler yerleştiriyorlar dört yöne
Hayatları bir ölümce yağma edilmiş
Anne ve babalarının çilesinden
Çalınmış miraslarının içinden
Örselenmiş kefenlerin içinden
Geliyorlar ustalar çıraklar
Şafak işçileri
İkindi mimarları
Bir tarafta hayaller vardır, dava aşkı vardır ve diğer tarafta ise hayatlar... Hayallerin hayata geçirilememesi ve davanın sekteye uğraması ne kadar acı ama gerçek.
Bizler geleceği çalınmış bir milletiz. Yeni kurulan düzende artılarımız olduğu gibi eksilerimiz de oldu. En büyük eksimiz de İslam Medeniyet bilincimizi kaybetmiş olmak. Daha kötüsü de neyi kaybettiğimizin farkında olmamak.
Özden uzaklaşmak ve öze dönmeye çalışmak...
Bu kitapta toplumumuzun yaşadığı bu karmaşa ele alınmış.
Bu kitapta kendi değerlerini kaybedenler de var,
Kaybettiği değerleri arayanlar da...
En üzücü tarafı da şu ki...
Kaybettiği değerleri bulmak üzereyken kaybedenler de var.
Özetle, karakterleri ve kurguyu beğendim.
Okumaya değer bir kitap...
"Şimdiki zamanı çalınmış bir kuşağın gelecek zaman kiplerinden varoluşunun yarında olduğuna ilişkin hayaller.
Ertelenen duyguların kayboluşunu geciktirmek diyelim ya da."
Yıkıntılar leşler ve mezarlar
Ve gece hışırtıları içinde
Bin yıllık kar altından
Ölüler kentinden
Sıyrılarak
Geceyi ışıklarla delerek
Gelenler var biliyorum
Koskoca çalınmış bir hayat, bir umut, yıllara sığamayan hayaller.....
Daha neler sayamıyorum.
Bir kadını dövmek,vurmak adamlık değil o bir can o bir hayat o bir hayal o bir Özgecan o ölmek istemeyen bir can bir KADIN !!!!
Sözcükler dile getirilmiyor. Onca hayat onca hayal umut onca kadın öldürülüyor. Hangimiz başımızı kaldırıp yapma dedik. Kimimiz hakketi dedik kimimiz korktuk. Sonra ne oldu öldü öldü öldürüldü. Anlayın şunu demek istiyorlar kadınsan öldürülmeye mahkumsun diyorlar. Ya ben yaşamak mutlu olmak istiyorsam benimde hakkım değil mi nefes almak yaşamak...
Onca çalınan hayat varken onca gömülen hayat varken dışarda özgür gezen kendini adamdan sayan ahmaklar, caniler var.