Huzuru kırmızıyla nitelendirirlim. O halde mutlu olmak için ya elimize kırmızı boya alıp bütün alemi kırmızıya boyamamız gerekir. Bu ise mümkün değildir. Ya da kırmızı gözlük takmamız gerekir. Eğer kırmızı gözlük takarsak bütün alemi kırmızı görürüz. İşte bu misaldeki kırmızı gözlük iman gözlüğüdür. İnsan, her şeyin yerli yerinde olduğunu, başına gelen şeylerin hikmetsiz olmadığını, her şeyin bir amaç için bize verildigini ancak iman gözlüğünü takınca keşfeder. Yoksa her şeye itiraz eder, her şeyden rahatsız olur. Birinci yol olan bütün kainatı kırmızıya boyamak, bütün mevcudatı değiştirmeye çalışmaktır ve değişen şartlara göre sürekli kendini değiştirmeye çalışmak, bir insanın huzurunu, mutluluğunu elinden alacaktır. Çünkü şartlara inanan, şartlarla birlikte değişmek zorundadır. Allah’a inananı ise değişmeye ihtiyacı yoktur, çünkü Allah değişmeyendir. Allah’a bağlanan, değişen şartlarda tıpkı Efendimiz gibi değişmeyen bir kul olur. Zira Resulullah’ın hayatında şartlar sürekli değişse de Onun, Allah’a inancı ve yaklaşımı hiçbir zaman değişmemiştir.