Bizim zamanımızda, kilise neden o cam kenarındaki çocukların tarafını değil de, hep kereste fabrikası hissedarlarının tarafını tutuyor?" " Zenginler her zaman kazandığı için."
"𝑬𝒏 𝒂𝒛𝒊𝒏𝒅𝒂𝒏 𝒚𝒂𝒔𝒊𝒚𝒐𝒓𝒖𝒛... 𝒀𝒂𝒔𝒂𝒎𝒂𝒌 𝒅𝒆𝒏𝒊𝒓𝒔𝒆."
Öncelikle bu serinin ilk iki kitabının ortak bir incelemesi olacaktır, bunu söylemek isterim. "Bronz" aslında benim tamamen öylesine, kafa dağıtmak için başladığım ve belki bu yüzden belki değil ama beklentimin üstüne çıkan ve beni tam olarak aradığım şekillerde tatmin eden bir kitap
Seriyi uzun süre önce almama rağmen başlamak için çok bekledim. Beklentim inanılmaz yüksekti çünkü fantastik türünü okumayanlar bile Maas kitaplarını illa ki duymuştur. Objektif olarak bakarsak kitap iyiydi, konu güzel işlenmişti ve bence yazar kadın karakteri istediği gibi gösterebilmiş. Aksiyon tarafı zaten iyi, okuduğunuz sahneleri boş bir kafayla okuduğunuzda gerçekten içine çekiliyorsunuz. Benim için gereksiz ama bu tarz kitaplar için normal karşılanan aşk üçgeni de fena değildi. Kadın karakterin o tipik leyla tavırları olmaması beni mutlu etti en azından. Ama genele bakarsak serinin ücreti gerçekten çok fazla ve herkesin ağzına dolanan bir seriden daha fazla şey beklerdim. Ben bu insanlarla aynı kitabı okumadım mı diye oturdum bi düşündüm. Belki de en az bunun kadar iyi kitaplar okuduğum için beni o kadar etkilemedi. Başlarken bir iki günde bitiririm kesin kafasıyla başladım ama canım sıkıldığında ya da yorulduğumda kitabı bırakabildim ki normal bir zamanda saatlerce uykusuz bir şekilde sırf akıcılığından dolayı sabahladığjmı bilirim. Kısacası yorumlara çok aldanmamak gerek evet iyi bir kitap ama inanılmaz mükemmel değil. Fantastik severlerin rahatlıkla okuyabileceği türünü sevmeyenlerin de belki sevebileceği bir başlangıç kitabı.
Cam ŞatoSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20173,086 okunma
- Demin sevmek dedim, fakat sevmek de kafi değil; daha öteye geçmek lazım. Fikri ve duyguyu canlı bir şey gibi yaşamayı bilmiyoruz. Halbuki halkımız bunu istiyor.
Orhan şüpheliydi:
- Hakikaten istiyor mu? Bana öyle geliyor ki, halkımız bütün bunlara başından itibaren kayıtsızdır. Bütün mazi boyunca bizden o kadar uzak kalmış ki... bu işlerde
Telepati terimi, Yunanca "tele" (uzak) ve "patheia" (duygu ya da deneyim) kelimelerinden türemiştir. İlk kez 1882 yılında, Frederic W.H. Myers tarafından, o dönemde henüz yepyeni olan parapsikoloji biliminin bir dalı olarak tanımlanmıştır. Myers, telepatinin dil ötesi bir duygusal ya da zihinsel iletişim yolu olduğunu