YouTube kitap kanalımda Büşra Yılmaz'ı ve Ölüme Fısıldayan Adam kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/mw9srhkgYL8
Ölmeden önce okunması gereken değil okumadan önce ölünmesi gereken kitaplar serisine "tabii ki de para vermedim yayınevi"nden devam ettiğim bu kitap beni yine aşırı paranormal başkası adına utanma
Rus Klasikleri= Dostoyevski
Hikaye= Çehov
Neredeyim ben? Burası neresi? Evime, evime gitmek istiyorum!
Bir taşra kasabasında bulunan bir akıl hastanesinde geçen bir olayı, bir söyleyişi, bir çatışmayı anlatmaktadır. Hastanede bulunan eğitimli İvan Dmitriç ile doktor Andrey Yefimıç ile arasnda geçen felsefi konuşmalar daha kitabı elinize alır
Hangi tür ile başlayan sorulardan nefret ediyorum!
Kitap, film, müzik hiç önemli değil!
İnsan sevdiği şeyin neden yalnızca bir türüne bağlı kalır ki?
Neden polisiye ile sınırlı kalsın okuma yolculuğum?
Ya da neden Klasikleri okurken güncel yazarları okuyamayayım?
Neden amacım yalnızca edebi lezzet ya da felsefe, psikoloji bilgisi olsun?
Erich
Aslında tanışıyorduk hepimiz aşkla
Uğramıştır elbet sol yanımıza
Bir heyecan bir mutluluk bırakırdı
Yüreğimizin en can alıcı noktasına
Güzel günlerle başlardı aslında
Sevgi saygı güven aşılardı
Gel zaman git zaman başladığında
Sorun çıkardı hep bir noktada
Mutluluğun yerini mutsuzluk alırdı
Güven duygusu yok olur bir anda
Sevginin adı
Mutluluğumuzu kendimiz yapar ya da buluruz.
Schopenhauer nedir? Kimdir diye sormuyorum nedir bu adam? Schopenhauer, her şeyden önce felsefenin başkaldırısıdır, bu başkaldırının arasından sızan gülüşüyle. O korkunç resmin arkasında yatan ıstırap infaz mangasının iyi niyetli yol göstericisidir. Schopenhauer olmak yürek ve zekayı aynı kulvarda
Evet, bugün gene buram buram tarih kokan bir İskender Pala kitabı incelemesi için birlikteyiz arkadaşlar. İskender Pala’nın kendisi ile olmasa da, romanları ve kalemi ile ilk defa "Abum Rabum" #30305965 sayesinde tanıştım. Şahsen çok beğendiğim Abum Rabum sonrasında okumuş ve incelemiş olduğum kitap türlerine
Asırlardan beri süre gelen “devlet” hakkında yazılan bütün eserlerin yazımlarının aslında birer cevap olduğunun gerçeği su götürmezdir. Aristoteles’ten günümüze kadar yazılan bütün bu eserler aslında “Devlet” isimli bu esere cevaptır.
Platon MÖ 428 - 348 tarihleri arasında yaşamış ileri görüşlü Yunan düşünce adamı, ekstremisttir. Platon
3 kuşak 3 kadın, anneanne, anne ve kızının anlatıldığı kısacık ama içinize işleyecek bir kitap. İlk başta ben ne okuyorum diye kafa karışabilir. Ya da bana özel bir kafa karışıklığı olabilirdi :) Yine de kolaylık olsun diye okuyacaklar için yazalım anlatanları sırayla; anneanne, anne ve torun.
İlk anlatıcı anneanneyi tanıyalım;
Ben Sabiha.
Ben de çoğu kişi gibi önce diziyi izleyip sonra kitabı okumaya başlayanlardanım. Güzel olan şu ki dizi sadece ilk kitabı kapsıyor bu da sıkılmamamız adına büyük şans olmuş.
Anne aslında tam benim gibi bir kız. Ben de küçükken sürekli hayaller kurar, hayal dünyasında kaybolurdum. Bu da benim kitaplarla olan dostluğumu başlatan yanım oldu
Her sabah kendinizi kocaman bir yalandan ibaret dünyanın kucağına bıraktığınızın kaçınız farkında? Gözleri hırstan, kibirden, dalkavukluktan, ikiyüzlülükten parlayan bu kalabalığa her sabah karışıyor olmak nasıl bir duygu? Binlerce insanın binlerin arasında yalnız hissetmesi, yaş aldıkça yalnızlaşmak, toplumdan daha stabil yaşamaya çalışmak ya da
Bir süredir yel değirmenlerini izliyordum. Üstelik uzun zaman önce Necip Tosun’un ‘Dünya Romanı Kitaplığı’nı alıntı olarak paylaşmıştım. #47001886 Ve listede bu kitap birinci sıradaydı. Daha fazla kitaplığımda bekletmeyi doğru bulmadım. Benimle birlikte okuyan arkadaşlarımın sayısı arttıkça mini bir etkinlik haline
Kitabın adını ilk okuduğumda yutkunamamıştım...
Adı yeteri kadar sarsıcıyken içeriği için ciddi anlamda sağlam bir psikolojiye ihtiyacınız var..
Her satır ve her paragraf acıtan, ağrıtan, kanatan, yaralayan gerçekleri vurdu yüzüme.kitap boyunca sürekli bir mücadele içinde oldum. bir tarafta ‘bırakıyorum, daha fazla okumaya katlanamayacağım’ diyen
YouTube kitap kanalımda Hakan Sarıpolat'ın Cıs kitabını önerdim: ytbe.one/o73ZS-Wrw04
4 yıl önce "Eskiden buralar hep dutluktu" diyebileceğimiz sessiz sakin zamanlarda, almışım başımı hunharca Stefan Zweig okuyorum. Ama ne okuma... Satranç'lar, Korku'lar, Gömülü Şamdan'lar... Bütün kitaplarını bitirmeye ant