212 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Asım'ın Neslinden Beklenen Gençlik Cumhuriyet döneminin büyük Türk mütefekkirlerinden olan Nurettin Topçu'nun Türkiye'nin Maarif Davası eseri, daha sonra öğrencileri tarafından derlenen 1939-1973 yılları arasındaki maarif konusuyla alakalı yazılarından ve konferanslarından oluşmaktadır. Maarif kelimesi anlam olarak eğitim ve
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergâh Yayınları · 20224,711 okunma
"Tuhaf gündelik kaderine edilgen bir şekilde boyun eğen bir kimse, büyülü tekniklere başvurarak bu kadere aldatıcı bir şekilde tepki gösteren bir deliliğe doğru itilir. Metaların tanınması ve tüketilmesi, karşılıksız bir iletişime gösterilen bu sahte karşılığın can damarıdır. Tüketicinin hissettiği taklit ihtiyacı kesinlikle onun temel mahrumiyetinin bütün görünüşleri tarafından şartlandırılmış çocuksu bir ihtiyaçtır. Gabel'in tamamen farklı bir patolojik düzey için kullandığı tabirle söylemek gerekirse "temsile duyulan anormal ihtiyaç, burada, varoluşun sınırında kalmış olmanın verdiği azap verici bir duyguyu telafi etmektedir."
Sayfa 155 - Meta: alınıp satılması için üretilen ticari mal.Kitabı okudu
Reklam
D-r Semyuel Conson
Tənhalıq dərrakə üçün təhlükə yaradır, habelə məziyyətlər üçün əlverişli şərait deyil... Tənhalığa can atan fani insan, şübhəsiz, mövhumati inanclarla yaşayır və lap çox güman ki,havalanmış adamdır.
Sayfa 104Kitabı okudu
ANILAR DÜŞLER DÜŞÜNCELER (CARL GUSTAV JUNG)
O zamanlar babamın söylediği her şeye karşı büyük bir kuşku uyanırdı içimde. Ne zaman Tanrı’nın inayetiyle ilgili vaazda bulunsa, kendi deneyimim aklıma geliyordu. Söyledikleri, bunları yalnızca dolaylı olarak dinlemiş ve pek de duyduklarına inanmamış birinin konuşması gibi cansız ve yüzeyseldi. Ona yardım etmek istiyordum ama bunu nasıl
Lond­ra’nın es­ki Ma­bet Ki­li­se­si ta­ma­mıy­la Ca­en ta­şın­dan ya­pıl­mış­tı. Dra­ma­tik da­ire­sel ya­pı­sı, in­sa­nın gö­zü­nü kor­ku­tan cep­he­si, or­ta­da­ki ufak ku­le­si ve tek ta­raf­tan çı­kan ne­fiy­le ki­li­se, bir iba­det ye­rin­den çok as­ke­ri ka­le­le­ri an­dı­rı­yor­du. On Şu­bat 1185’te, za­ma­nın Ku­düs Pat­ri­ği He­rac­li­us ta­ra­fın­dan tak­dis edi­len Ma­bet Ki­li­se­si se­kiz yüz­yıl için­de, 1940 yı­lın­da ağır ha­sar al­dı­ğı Luft­waf­fe bom­bar­dı­ma­nı ha­riç, si­ya­si kar­ga­şa­lar­dan, Bü­yük Lond­ra Yan­gı­nı’ndan, Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı’ndan sağ kur­tul­muş­tu. Sa­vaş­tan son­ra sa­de gör­ke­mi­ne ye­ni­den ka­vuş­tu­ru­la­cak şe­kil­de ona­rıl­mış­tı.
Ormanlar… mabed kadar sade ve temiz…
Çam ormanı her zamanki gibi, bir mâbed kadar sâde ve temizdi.
Reklam
329 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.