Bir iyilik yapınca zamâne insanı hemen arkasından başa kakıyor ya;onların bu tavrı için doğrusu minnettarım. Zira o sayede insanlardan bir şey beklemekten kurtulduk da yalnız Allah'a tevekkül şuuruna erdik.
"Matla-ı nur-ı muhabbet kıl ilahi gönlümü
Serd u tarık olmasın ya Rab şeb-i yelda gibi"
(Allahım gönlüm uzun kış geceleri gibi soğuk ve karanlık olmasın. Muhabbet nurunun doğduğu yer gibi olsun gönlüm, aydınlık. )
İnsanların gönlünü kazanmanın kolay yolunu göstereyim size; gösterişsiz, zorlamasız, kendiliğinden samimi tebessüm etmektir. Öyle yapmacık bir sırıtma değil.
Hürriyetin lezzetini eğer merak ediyorsan, "nasıl hür olurum ben?" Esaretten kurtulurum diyorsan; arzu beslemekten kendini kurtar.
"Bu bana lazım değil diyen rahat eder."