Çanakkale Zaferi’nin 107. yılında Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyoruz sevgili okurlar. 🇹🇷
çilek
@cilek
·
18 March 2016 11:11
Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.
"Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında."
Gururla söyleyebilirim: "Bu dünyadan bir
Ahmet Hamdi Tanpınar geçti ve ben onu okuma şerefine nail oldum." Bazı yazarlar vardır, geç tanırsın. Bazıları da vardır ki, geç tanımanın daha kötüsü: yanlış tanımak...
Geçtiğimiz yıllarda çok sevdiğim,
Şubattan beri kitaplığımda olan ama elimi her attığımda, biraz beklesin dediğim, okuduğum zaman ise neden bu kadar beklemişim diye hayıflandığım bir kitap
Canistan.
Ne kadar ilginç bir ismi var değil mi? CANİSTAN. İsmi üzerinde çok düşündüm, acaba ne anlama geliyor diye? Okumadan önce hiçbir anlam veremedim ama okuduktan sonra CANDAN ÖTE diye
'Sevgili dost, bir kitabı okurken insanın canı acır mı?..'
Acıdı... 9 yaşındaki Cahide ve Kaya. İkisi de 9 yaşında. Hani herkesin dünyasının renkli vakitleri; cıvıl cıvıl, parlak, rengarenk... Ama bu çocukların dünyası karanlık sulara gömüldü. Son saatlerinde gördükleri mavi renk yuttu ve siyaha götürdü onları. Mustafa Bal, 9 yaşındaki kızı
Yaşar Kemal insanları o kadar iyi anlatıyor ki bildiğinizi sandığınız insanları defalarca görüyorsunuz romanın içerisinde.. Okuduğum en güzel romanlardan bir oldu.. Bir bakmışsınız Çanakkale'desiniz bir bakmışsınız Arabistan çöllerinde, Fırat nehrinde, Ege adalarında. Ezidilere olan merakımı arttırmış bir kitap.. Yıllar geçse de aklınızda gözünüzde canlandırdığınız anlar kalacak. :). Bir adaya yerleşip orda yaşayacak tek insan olma isteği de cabası. Ne güzel tasvir etmiş Yaşar Kemal, mıh gibi kazımış aklımıza.
Mesela mübadele konusunda da aynı şeyi anlatmaya çalışıyor; siz istediğiniz kadar bir milleti göçe sürükleyin, diyor, toprağından ayrılmak zorunda bırakın, elbette birileri çıkar hiçbir şekilde yıllardır yaşadığı adasından ayrılmaz. Yani kitap, bir yandan yok edilmeye çalışılan halkların hüzünlü hikâyesiyken diğer taraftan başkahramanı umut olan, birçok yıkım sürecinde dâhi var olmaya çalışan insanların öyküsü niteliğinde.
İnsanlar mı dünyayı çirkinleştiriyor, kirletiyorlardı ,acaba?
Yakup Kadri. Hepimiz onu Atatürk sevgisinden tanırız. Aynı Falih Rıfkı gibi. Bu iki Cumhuriyet dönemi yazarının bende yeri hep ayrı olmuştur. Eserlerinde o dönemi film şeridi gibi gözünüzün önüne seriverirler. Bu eserde milli mücadele döneminde bir Anadolu kasabasında geçmektedir. Ahmet Cemal Çanakkale de kolunu kay etmiş Aydın birisidir. Cahil bırakılmış halkın içinde yaşama tutunmaktadır. Ama halka göre yabancıdır yani yabandır. Tabiri caizse onların kulağına göre ağız değildir. Ama okuyacağınız üzere ne söylediyse de çıkmaktadır. Anadolu'nun sosyolojik durumunu ifade etmesi bakımından kıymetli bir eser.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Rıfat Ilgaz dediğimde aklınıza ilk ne gelir? Tabii ki
Hababam Sınıfı! İtiraf ediyorum okumadım ama çok izledim. Benim gibi sizlerin de izlerken kahkaha ile güldüğüne eminim. Peki Rıfat Ilgaz Hababam Sınıfı'nı neden yazmış ve nasıl bu kadar güldürebilmiş, biliyor musunuz? Buyurun cevabını kendinden dinleyelim.
Soru: ‘’Nasıl bu
Ne çok okunacak kitap var. Hergün listeye bir yenisi daha ekleniyor. Bazen ömrüm yetmeyecek diye düşünüyorum ve beklemenin anlamı yok diyorum. Bu sitenin bana kazandırdığı en güzel şey, dostlukların yanında, yeni kitaplar keşfetmek oldu. Unuttuğum, okumadığım, rafa kaldırdığım kitaplar. Evet işte onlardan biri daha.
Yıllardır ara verdiğim Aziz