Mustafa Kemal Atatürk
18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazını geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda durdurdu.
Sayfa 153Kitabı okudu
Son yıllarda 30 Ağustos Zafer Bayramı yahut 18 Mart Çanakkale Zaferi haftalarında Diyanet'in hutbelerinin hiçbirinde Atatürk'ün adı geçmiyor.
Reklam
Daha feci bir netice oluşmasına müsaade etmek istemeyen İngilizler, harekâtı bitirmeye ve yenilgiyi kabullenmeye mecbur kaldı. 19 Şubat'ta başlayan Çanakkale Deniz Savaşı, 18 Mart günü sona erdi. Cevat Bey büyük bir kahramanlıkla İngiliz ve Fransızlara haddini bildirirdi.
Çanakkale'nin geçilmezliği sadece tarihimizde çok önemli yeri olan 18 Mart Deniz Zaferi'yle değil, daha sonraki kara savaşlarıyla tescil edilmiştir.
Çanakkale mahşeri...
Düz mantıkla bakıldığında savaşlarda neticeyi tayin eden en büyük unsur; silah, asker ve savaş ile ilgili donanımdır . Fakat Çanakkale Savaşı'nda bu mevcutlar ters orantılıdır. Netice ise bu. mantığın tersine bir sonuçla bitmiştir. BUNA DA SEBEP; 14 AY, 6 gün süresince aziz şehit ve gazilerimizin çaresiz kaldıkları anda manevi bir destekle güçlendirilmelidir. Çanakkale Maddenin, Manaya Yenildiği Yerdir...
Sayfa 482
Çanakkale savunması nedir?
İsmail Hakkı 9 Şubat 1918 "Çanakkale Savaşı büyük bir zaferdir." Çanakkale savunması bir hayat savunmasıdır. Türkler Çanakkale'yi, yaşamak için savundular. Çanakkale savunması İstanbul'un savunmasıdır. Çanakkale savunması, vücudun tekniğe karşı korumasıdır.... Çanakkale savunması inadın inada karşı koymasıdır. Bu inat savaşında Türklerin karakteri galip gelmiştir...
Sayfa 326
Reklam
Ya nâmert bir saldırı, ya soysuz bir talandı Her hücumu eski bir yenilgiden kalandı Cinnetti fecrikâzip bir resmin ortasında Seddülbahir yanarken sahiller çalkalandı
Gül kırmızılığından utandı Gece karanlığından Onlar gri derileri üstünde Binlerce kırkayak taşıyan yarasalar Vurdular karıncayı incinmiş ayağından
Bir muştunun ardında tepelere tırmanan Son nefesini verip dalıyordu derine Turnalardı bulutsuz gökte sessizce yanan Gelibolu siyah bir pelerin giydi yine
Yoksa sevdiklerime kavuşmayı mi nasip edeceksin? Bu yakın olacak mı Ya Rabbi?
Kendisi kim bilir nasıl bir naz u niyaz içinde büyümüş, ne azim bir anne-babanın şefkat ve merhameti ile beslenmiş bu vücutlar şimdi nerede yatıyorlar. Şimdi düşünüyorum. Şehit olursam ben de mi böyle solgun yapraklı birkaç kel ağacın dibine gömülüp terk edileceğim. Fakat bu ne kadar merhametsiz ve ne kadar feciydi. Bu bakalım bana da aynı akıbeti mi göstereceksin? Yoksa sevdiklerime kavuşmayı mi nasip edeceksin? Bu yakın olacak mı Ya Rabbi?
Reklam
Çanakkale Müdafaası; bir hayat müdafaasıdır...Türkler, Çanakkale'yi yaşamak için müdafaa ettiler. Çanakkale Müdafaası; İstanbul'un müdafaasıdır. Çanakkale Müdafaası; bir gençlik müdafaasıdır. Çanakkale Müdafaası; vücudun fenne müdafaasıdır. Çanakkale Müdafaası; inadın inada mükabelesidir. Çanakkale Müdafaası; milletimiz için büyük bir savlettir. Çanakkale Müdafaası; tarihimiz için büyük bir şereftir. Çanakkale Müdafaası; yapılmış ve kazanılmıştır. Lakin vazife yalnız askerler ve kumandanlar için bitmiştir. Bizim için bitmemiştir.
Sayfa 13
Çanakkale
Çanakkale nâmusumuz, hiç bir paha biçilmez. Bugüne dek geçilmedi, inşaallah geçilmez.
Sayfa 73 - Sirya YayıncılıkKitabı okudu
Bizim tarih bilincimiz hala zayıf. Ve tarih ancak geçmişinden ders almayı öğrenen toplumların bilincinde oldukları bir geçmiştir. Yokluğu, zayıflığı ya da yanlışlığı tehlikeye yaratır.
Sayfa 303Kitabı okudu
İngilizce bir kitaptan fotokopisi çekilmiş kâğıtta şunlar yazılıydı: “Bu memleketin topraklan üzerinde kanlarını döken kahramanlar, burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını savaşa yollayan analar, gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızda, huzur içindedirler ve huzur içinde uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır. Atatürk, 1934”
438 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.