-Ah mösyö, İngiltere'ye kendimizi ne olursa olsun affettireceğiz.
-İngilizler aflarını isteyenlere versinler mösyö, affı zalimler değil mazlumlar verir. Çanakkale'de dövüşürken ne asi ne esirdik. Namuslu bir millet gibi dövüştük, öldük, öldürüldük. Ne zamandan beri
ve hangi milletle savaşılırda mağlup olduğunda katil denir?
-İngiliz kanıyla Türk kanı bir mi madam?
- Mikroskop altında İngiliz kanını görmedim. Rengi bizimki kadar kırmızı mı yoksa mavi mi, bilmiyorum. Fakat Turk kanı ateş gibi sıcak ve kırmızıdır.
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud
Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Yetişti gündönümü arayan pervaneler
Bin yıllık camekânlar ah ü efganla doldu
Erguvan kokusuyla tütsülendi haneler
Su ve kan mahşerinde her şey yanıp gül oldu
Biliyorum, ben burda içli bir âh sesiyim
Baktığım her noktada ya karanlık, ya serap
Kuşatılan ruhların efkarlı gölgesiyim
Yalnız umut dipdiri, ten viran, mevzi harap
Şunu unutmayınız arkadaşlar, devletler arasında dostluktan ziyade çıkar ilişkisi vardır. Almanlar da özellikle Ortadoğu'ya inebilmek için bizimle müttefik oldular. Yoksa 1914 yılı başlarında Genelkurmay Başkanları Moltke, Osmanlı'nın kendilerine sadece bir yük olacağını belirtmişti.
Bazen hicran kuşları kanat çırpar usulca
Top sesleri dağıtır kanatlarında hüznü
Bazen bir kartal gibi uçardı gökte umut
Burda her an bir güneş devrilirdi toprağa
Cebindeki mektupla kucaklaşan askerin
Yanık bir türkü olur âh çeken dudakları
Yüzündeki o mağrur tebessümü
Götürürdü ırağa
Devriliyor dağ gibi en öne atılanlar.
Ah ne yiğitler, ne fidanlar, ne civanlar…
Aklını yitirecek gibiydi onları görünce
Aslanlar misali pusularda yatanlar.
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "bu: bir Avrupalı! “
Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp
"ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-