Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil, Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına. Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz... Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz. Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb (ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE )
Muzaffer abinin türkü paylaşmasını kıskandın ve en çok sevdiğim türküyü paylaşasım geldi. :D Sayesinde türkünün hikayesini öğrenme fırsatım oldu. Ah Bir Ataş Ver Çanakkale Boğazı, Nağra Burnu açıkları 4 Nisan 1953, Saat 02:15 Uzun ve yorucu bir seferden dönen Dumlupınar denizaltısı, Nağra Burnu açıklarında İsveç bandıralı Nabuland Şilebi ile Çarpıştı. Sessiz, soğuk ve bulanıktı gece. Başından aldığı şiddetli darbe ile Dumlupınar birkaç saniye içinde sulara gömüldü. Gemideki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi, geminin arka bölümündeki torpido dairesine sığındı. Mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırasıyla gemi ile irtibat sağlandı. Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber oldu. Bu arada oksijeni idareli kullanmaları için, gereksiz yere konuşmamaları, şarkı türkü söylememeleri ve sigara içmemeleri konusunda uyarılar yapıldı. Ancak saatler süren kurtarma çalışmalarının sonunda, umutların tükendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, herşey yine aynı sözcüklerle anlatıldı; konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve hatta sigara bile içebilirler. Şamandıradaki telefon hattının öbür ucundan, tüm Türkiye, denizaltıda tevekkülle ölüme yapılan hüzünlü ama başı dik türküsünü dinledi. ah, bir ataş ver, cigaramı yakayım sen sallan gel, ben boyuna bakayım (x2) uzun olur gemilerin direği çatal olur efelerin yüreği ah, yanık olur anaların yüreği ah, vur ataşı gavur sinem ko yansın arkadaşlar uykulardan uyansın (x2) uzun olur gemilerin direği çatal olur efelerin yüreği ah, yanık olur anaların yüreği
Reklam
"Âh Çanakkale!.. Vatanın hürriyeti, din-i mübîn-i İslâm’ın izzeti uğruna toprağında binlerce şühedanın ebediyet uykusunda yattığı Çanakkale!.."
251 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çanakkale Mahşeri gibi mükemmel bir yapıtla başlayan süreç Ah Yemen Ah Yemen adlı tadına doyum olmayan bir eserle devam etti. Son olarak elime aldığım eser Varolmak Kavgası ise çok merak ettiğim bir dönemin özetini sundu bana hakikaten bu zamanda yapamadığımız şeyleri ve göstermediğimiz cesareti geçmişin fedakar yiğitlerinin gösterdiğini gözler önüne serdi. Bir fikri benimseeyip ama savunamıyorsan o fikir senin değildir. Yazın hayatının vazgeçilmezlerinden olan yazarımızın yüreğine ve kalemine sağlık
Varolmak Kavgası
Varolmak KavgasıMehmed Niyazi · Ötüken Neşriyat · 2018316 okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Yemen Ah Yemen --- Mehmet Niyazi (Yemen için akan gözyaşları ile Arap çölleri yemyeşil olurdu) Açıkçası ilk elime aldığımda bir kez daha Çanakkale Mahşeri yaşayacağımı düşünmüştüm ama gördüm ki aynı olamıyor. Çünkü Yemen'e gidenden hiç haber alınamamış uzakta unutulup gitmişler oysa Yemen'de şehit olan Türkler'in arkasından ağlayan insanların gözyaşlarını çöle döksek bütün arabistan çölleri tekrar yeşerir derler. Yine kitaptan Yemen'de ölen Türklerin sayısını tarih bilmiyor ve bilmek de istemiyor yazmış roman. Hastalık, Hava şartları ve en önemlisi ihanetin kurbanı olan bu Türkleri hatırına onlardan haberdar olmak lazım gelir diye düşünüyorum.
Yemen! Ah Yemen!
Yemen! Ah Yemen!Mehmed Niyazi · Ötüken Neşriyat · 2020725 okunma
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
tarih bilinci kazanmak ve kazandırmak için tavsiye edilebilecek bir kitap. mehmet niyazinin diğer kitaplarını okuyacağım. plevne- yemen ah yemen
Çanakkale Mahşeri
Çanakkale MahşeriMehmed Niyazi · Ötüken Yayınları · 20171,813 okunma
Reklam
…Bütün günümüz adeta merak sancısı içinde geçti. Yalnız yemekten değil, düşünmekten de kesilmiştik. Zırhlıları, tümenleri ve alayları ile Birinci Dünya Harbi düşmanlarının zaferi, hâlâ İstanbul'un surlarında ve sokaklarında idi. Bir tek umut, bir avuç askerde ve Mustafa Kemal denen isimde idi. Nihayet Rumca gazetelerde ilk rivayetler çıktı. Biz,
Sayfa 322
Ruşen Eşref Beyin 1918'de Gazi Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı röportajda Atatürk, Bomba Sırtı Vakasını şöyle anlatıyor; " Mütekabil siperler arasında mesafeniz sekiz metre, yani ölüm muhakkak...Birinci siperdekiler hiç kurtulmamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz! Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur dahi göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim Cennete girmeğe hazırlanıyorlar. Bilmeyenler Kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebesi'ni kazandıran bu yüksek ruhtur. "
Sayfa 14 - Şehitkale Yayıncılık
436 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.