Biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bombasırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafeniz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak… Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına hepsi düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz! Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir duraksama bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okuma bilenler ellerinde Kur'an'ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, hayret ve tebrik edilecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.
Sayfa 152 - Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal İle Mülâkat (24-28 Mart 1918) - Birinci SafhaKitabı okuyor
Çanakkale savaşı sonrasında çok olaylar yaşandı. Mondros Mütarekesi imzalandı. Sevr antlaşması ortaya çıktı. Wilson ilkeleri yayınlandı. İstanbul işgal edildi. Göz göre göre ülke bölünüyordu.
Mustafa Kemal bu sıralar 9. Ordu Müfettişiydi. Bu sıfatla samsuna gönderildi. 16 Mayıs 1919’da yola çıkan Bandırma Vapuru 19 Mayıs 1919 da Samsun’a ulaştı. Ve Milli Mücadele çalışmalarının alt yapısı oluşturulmaya başlandı. Havza Genelgesi, Amasya Genelgesi, ardından yapılan Erzurum kongresi, bu kongrede oluşturulan Temsil Heyeti, bu heyetin başına getirilen Mustafa Kemal Paşa ve ardından yapılan Sivas kongresi ile birlikte alınan kararla Ankara’da BMM’ nin kurulması olaylarıyla Milli Mücadele Ruhu çok güçlendi.
Londra Konferansına İstanbul Hükümeti’nin katılması ancak yetkili Mercii’nin BMM olduğunu belirtmesi ile Ankara Hükümeti resmen tanındı ardından işgalci devlerden olan Fransa ile Ankara antlaşması imzalandı. Sovyet Rusya ile imzalanan Moskova Antlaşması, iç isyanların bastırılması, hıyanet-i vataniye kanunun çıkarılması, istiklal mahkemelerinin kurulmasıyla isyanların bastırılması, aynı zamanlarda savaşın yapılması.
Hem iç sorunlar hem dış sorunlar ile aynı anda mücadele ederek kazandı atalarımız bu yurdu. Gerçek bir mücadele yaşadılar. Ardından Atatürk’ün amacı yurdu zenginleştirmek, muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için çabaladı. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuş oldu.
"İstanbul’un işgal günleri; başta General Harrington olmak üzere bir kısım işgal kumandanları, Pera Palas’ta, salonunun bir köşesinde otururlar. Mustafa Kemal nedense dikkatlerini çeker. Kim olduğunu soruştururlar. Mustafa Kemal olduğunu öğrenirler. Onlar için Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşının en ünlü şahsiyetlerinden biridir. Yabancı dillerde Çanakkale Savaşı’ndan bahseden
ve daima Mustafa Kemal’in isminde düğümlenen kitaplar, yazılar,
o zaman bile bir kitaplığı doldururdu. Kendisine haber göndererek, masalarına davet ederler.
Ama
Mustafa Kemal’in cevabı hem nazik hem kesindir:
“Burada ev sahibi olan biziz. Kendileri misafirdirler. Onların bu masaya gelmeleri gerekir.”1
Syf.9 Lotus - Şeyma Reyhan Gözen
Kaynak: 1.
Noelle Roger, Olaylar ve Atatürk, Ankara 1984, s. 68-69.
Bu satırları okuyunca, insanın kanı coşuyor.
Gurur duymuyorsan Atamızdan,
kanından şüphe etmelisin!
Çanakkale ve Sakarya zaferleri, yalnız Türkiye ve Yakın Doğu tarihinde değil, dünya tarihinde derin yankıları olan büyük bir olaydır. Bu zaferlerin kahraman siması Mustafa Kemal Atatürk’tür
Sayfa 29 - Atatürk Türkiyesi ve İslam dünyasıKitabı okuyor
Osmanlı imparatorluğu'nun ilk büyük aydın kaybı Çanakkale'de oldu. Yüzlerce yetişmiş aydın savaşta öldü,öteki savaşlar daha sonraki yıllarda geriye kalanların bir bölümünü daha aldı. İkinci bir kayıp imparatorluk parçalanınca ondan kopan topraklarda kalan Aydınlardı. Son olarak "Ankara" Egemen duruma geldiği zaman "İstanbul" aydınları bir ölçüye kadar saf dışında tutuldu. Bürokrasi aynı düzeyde kayıplara uğramadı, aşırı fire vermeden yeni devletin yapısına aktarıldı. Böylece yeni devletin merkezinde yeniden bir bürokratik küme oluştu. Atatürk'ün orta yaşlı yardımcılarına pek de entelektüel nitelikte demek elde değildir. Bundan dolayı Atatürk başlamış olan bir akımı bir kuşak ara ile yeni bir ortamda canlandırmak sorunuyla karşılaşıyordu. Bilim üstünde tekrar tekrar durmasını bu açıdan görmek gerekir.
“Ve dedim ki, istiklâl-i millimiz uğrunda bütün mevcudiyetimle çalışacağımı temin ederim. Bu kutsal emel uğruna milletle beraber nihayete kadar çalışacağıma mukaddesatım namına söz veririm.”
İşte böylece Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal’in kişiliğinde ve etrafında, Anadolu halkı bağımsızlık savaşının önderini bulmuş oluyordu.
Çanakkale'yi kaybetseydik İngiltere Malta'yı, Kıbrıs'ı, Mısır'ı nasıl aldıysa buraya da yerleşir ve süratle kendi imparatorluk sistemine benzetir ve emerdi. Akabinde tepeden belki Rusya da gelirdi ve bir daha oraları alamazdık.
Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen İzmir Suikasti olayına karışan ve karıştırılanların dramını ele alan romanda karakterlerin diyalogları yoluyla dönemin siyasi güç dengelerini, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgalarını ve bu konuda Osmanlıdan itibaren ittihatçıların eylemlerinin öz eleştirisini gözler önüne
Atatürk, 19 Kasım sabahı, Dolmabahçe Sarayı'nda kılınan cenaze namazı sonrasında, Sarayburnu'ndan Yavuz zırhlısına alındı, yüz pare top atışıyla selamlanarak, İzmit'e doğru yola çıktı ve İzmit'ten trenle Ankara'ya nakledildi.
Gerisini Susy, Atalayların evindeki radyoda, diğer apartman çocuklarıyla birlikte dinledi.
14 Temmuz 1918, Pazar.
Matmazel Brandner'i bekliyordum. Karlsbad'ın güneybatısındaki eski şatosuyla tanınan Elbongen'e otomobille gitmeye karar vermiştik. Otomobil Eger nehir kıyısındaki yolu takip ediyordu. Matmazel Brandner Türk ordusuna ilgi duyar gibi görünüyordu. Bana ordumuzun sayısı ve mevcutları hakkında soru sormuştu.
Bir aydır buradayım ve Çanakkale Boğazı'nı müttefiklerin çıkarma teşebbüsünde bulunan donanmalarına ve kuvvetlerine karşı müdafaa ediyorum.
Bu ana kadar, sevgili Corinne, hep başarılı oldum ve aynı yerde kalırsam, kuvvetle ümit ediyorum ki daima başarılı olacağım.
Burada benim ismimin duyulmamasına şaşırmamalı, çünkü ben, mühim bir muharebenin kahramanı olarak Mehmet Çavuş'a şeref kazandırmayı tercih ettim.
Tabi şüphe etmezsiniz ki, muharebeyi idare eden sizin dostunuzdu ve savaş gecesi muharebelerin saflarında Mehmet Çavuş'u bulan da o idi.
Çanakkale Savaşı'na katılan General Birdwood, 1918 yılı Kasım ayı ortalarında ilk işgal komutanı olarak İstanbul'a gelmişti. Pera Palas Oteli'nde Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek istemişti. Mustafa Kemal Paşa, Birdwood'un isteğini öğrenir öğrenmez Birdwood'u davet etti. General Birdwood son derece saygılı davranarak ve
İtilaf Kuvvetleri'nin diğer önemli bir hatası ise Liman von Sanders'in de değerlendirdiği gibi; Çanakkale'ye büyük bir çıkarma hareketi yapıp, aynı zamanda veya çıkarmadan önce donanma ile Boğazı zorlamaya çalışmamış olmalarıdır.5 Bu görüşü, İngiliz Generali Aspinali Oglander de yazdığı "Çanakkale Muharebeleri" kitabında