Tuğrul Bey, 1055 yılında Bağdat'ta Selçuklu hakimiyetini tesis ettiği zaman kendisine halife tarafından tevcih edilen, "Doğu'nun ve Batının Sultanı" unvanı sadece Selçuklular'ın İslam dünyasının liderliğini ele aldığının değil, aynı zamanda bundan sonraki dönemlerde, temsil ettikleri gücü daha da pekiştirmek ve alanını genişletmek adına Şii dünyasının artık en kudretli yegâne gücü olarak hakimiyet süren Fatımi ülkesine dönük politikalar geliştireceğini de göstermekteydi. Tuğrul Bey'in vefatından sonra yerine geçen yeğeni Alp Arslan amcasının benimsediği bu potikayı devam ettirdi.
Alp Arslan'ın, Bizans İmparatoru Romanos Diogenes ile yaptığı ve neticesinde Anadolu'nun Türk yurdu haline gelmesine neden olacak Malazgirt Savaşı, önceden planlanan bir savaş değildi. Alp Arslan'ın bu savaş öncesindeki asıl niyeti Mısır'a gidip, Şii Fatımiler ile savaşmaktı. Ancak onun hareketini haber alan Bizans İmparatoru Diogenes'in, Selçuklu ülkesine yürümesi rüzgarı farklı bir yöne çevirmiş, Alp Arslan hızlı bir şekilde geriye dönerek kendi ülkesini savunmak zorunda kalmıştı. Fatımi devleti ortadan kaldırılmasa da onun hedeflerini büyük ölçüde oğlu Melikşah gerçekleştirdi.
Haşim Şahin
Alp Arslan'ın, Bizans imparatoru Romanos Diogenes ile yaptığı ve neticesinde Anadolu'nun Turk yurdu haline gelmesine neden olacak Malazgirt Savaşı, önceden planlanan bir savaş deģildi. Alp Arslan'ın bu savaş oncesindeki asıl niyeti Mısır'a gidip, Şii Fatmiler ile savaşmaktı.
Eyvah! sevgilinin yurdu ıssız kalmış
Ayak bastığı heryer kırgın bir mezar olmuş İçindeki ahenk uçmuş da
Ses seda kalmamış yuvada
Yer yer gömülü durur emeller
Sanki kıyamet gününü beklerler...
Ya rab! niye böyle bir yığın toprak
Olmuş yatıyor o temiz saha?
Ya rab! niçin o parıltı ortada yok?
Ya rab! niçin uzayıp gitmekte bu gölge?
Ya rab! sevgilinin yuvası üzerine
Gerilmiş bu kat kat aydınlık perdesinin anlamı ne?
Alp Arslanın Bizans imparatoru Romanos diogenes ile yaptığı ve neticisinde Anadolunun Türk yurdu haline gelmesine neden olacak malazgirt savaşı önceden planlanan bir savaş değildi ,
Alp Arslanın bu savaş öncesindeki asıl niyeti Mısıra gidip şii Fatimiler ile savaşmaktı.
Eyvâh, ıssız diyâr-ı dilber …
Her hatvesi bir mezâr-ı muğber!
Uçmuş da içindeki terâne
Kalmış sessiz bir âşiyâne.
Yer yer medfûn durur emeller…
Gûyâ ki kıyâm-ı haşri bekler!
Yâ Rab! Niye böyle bir yığın hâk
Olmuş yatıyor o buk’a-i pâk?
Yâ Rab, ne için o lem’a nâbûd ?
Yâ Rab, ne için bu sâye memdûd ?
Yâ Rab, ne demek harîm-i cânan
Üstünde bu perde