"Benim komşum, ihtiyar bir Türk’tü; çok ihtiyar, çok yoksuldu; karısı da yoktu, çocukları da… Garibin biri; yemek pişirir, tahta siler, akşam üzeri de babadan kalma evine gelir, ninem ve öbür ihtiyar komşularla avluda oturur, çorap örerdi… Ermiş bir adamdı bu Hüseyin Ağa. Birgün beni dizlerine aldı, hayır duası edermiş gibi elini başıma