Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Canım Atam
Sana hepimiz yürekten inandık,
Büyük adam ölümsüz Paşa
Dağlara taşlara sinmiş eşsiz macera
- Yaşa, Mustafa Kemal Paşa yaşa... -
Sayfa 83
Bir süredir okumaya çalıştığım, okumaya başladığımda bırakamadığım, okurken gözyaşlarımı tutamadığım bir Cumhuriyet romanı. Tarihini bilmeyen, tarihini okumayan bir ülke için bu müthiş kitabın değerini bilmemek de normal sanırım. Bu kadar geç okumak en büyük utancım olarak kalacak. Bu kitapların tarih bilinci oluşturmak için okutulması, o zamanların daha canlı yaşatılması gerekli. Esir bir İstanbul’u gözlerinizin önüne getirmek, Mustafa Kemal’e karşı çıkanların o gün söyledikleriyle bugün söyledikleri arasında hiçbir fark olmadığını görmek, zaferi nasıl kazandığımızı, ‘üç beş çapulcu’, ‘ordudan atılmış başıbozuk birkaç asker’ diye nitelenen halkla bir vatanın nasıl kendi içindeki düşmanlara rağmen Dünyanın sözde muzaffer ordularına teslim edilmediğini görmek için mutlaka okumanız gerekli. Canım Atam seni her gün daha çok seviyorum. Ve tabii ki Kemal Tahir kalemi nasıl kuvvetli, yüreği nasıl cesaretli bir insanmışsın da değerini bugün anlayabilmişim. ‘Bütün Kemalleri severim; Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Mustafa Kemal’ diyen edebiyat hocam ne kadar haklıymış.
Sizin de bazı mevsimlerde tekrar tekrar okumak istediğiniz kitaplar var mı? Benim var. Mesela havalar ne zaman soğusa ya da kar yağsa; Çalıkuşu inerdi benim kitaplık rafından ve her seferinde o kitabı biri ister verirdim. Kendime yenisini alırdım.
Bu kitabım da bana arkadaşımın hediyesi. O yüzden vermiyorum vermem artık kimseye
"Sana karşı derin bir zaafım vardı. Her sabah uyandığım vakit, aşkımı kalbimde biraz daha büyümüş buluyordum. Bu derin zaaf ,beni hem utandırıyor,hem korkutuyordu. Zaman zaman öyle bakışların, öyle sözlerin vardı ki , kalbimi derin ümitlerle çırpındırıyordu."
.
#Kitap olarak yayımlanmasının 100. yılını kutlayan Çalıkuşu 'nu ve yazılışını #orkungalolar kaleminden #terskarga dan öğrenince kitabı yeniden en baştan okudum .
İstanbullu bir ailenin kızı olan ve annesinin vefatı, babasının yoğun işleri nedeniyle yatılı Fransız rahibe okulunda okuyarak Anadolu'nun köylerinde öğretmenlik yapan Feride'nin yaşamını anlatıyor kitap.
Doğurmadan da anne olunabileceğinin ve aşkın gücünün, hüznünün konu edildiği satırlar 1 yy öteden sesleniyor okuruna.
Anadolu'da savaşın izlerini , yokluğunu ve insanlar arası iletişimi okumak etkiliyor en çok ta insanı.
"A hanımcığım, siz de niçin sizi istemeyen bir insan üstüne bu kadar düşüyorsunuz? O sizi tekmeliyorsa siz de onu tekmelersiniz, olur biter, dedim."
Canım Atam'ında en sevdiği kitaplardan biri olan bu kitap kuşkusuz zihnimde dizisinden de kalan pek çok replik ile yaşayacak .
Peki sizin birkaç kere okuduğunuz kitaplar var mı? Yorumlarda buluşalım
Patlayan bombalar evleri, düşleri yerle bir etse de savaşın artık hayatın bir rutini olduğunu düşünün. Ve bu rutinde, cehaletin kol gezdiği bir ülkede kadın olduğunuzu…
Ensesindeki kurşunla bilinçsiz hale gelen, nedense bir türlü ölemeyen bir adamın başucunda bastırılmış duyguların dile gelişi “Seng-i Sabur.”
Bir çığlık, bir isyan, öfke…
Yaşan(a)mamış kadınlığın, üzüntünün, korkuların ifadesi.
Küçücük bir odada verilen içsel savaş, dışarıda sürüp giden korkunç SAVAŞ…
Cehaletin pençesinde kıvranan insanların her cephede verdiği savaş…
Sabır taşının metaforlaştığı metinde kadın anlatır, adam dinler istemesede…
Anlattıkça ruhu özgürleşir kadının; dile getirir çocukluğunu, evliliğini, kadınca yaşamın zorluğunu…
Taşı çatlatır Rahimi ama hangi biçimde?
Afganistan’da kadınların insan yerine konmadığını, ataerkil yaşamda üç kuruşa evlendirilebildiğini, sadece erkek değil, kadının da kadına düşman olduğunu anlatır durur Rahimi okuruna…
Peki sadece orada mı zordur “Kadın” olmak?
Elbette hayır ama bazı coğrafyalar daha acımasızdır.
.
Paylaşmasam olmaz,
.
“1926 yılında Medeni Kanunun kabulü ve medeni haklarda hiçbir ayrım gözetilmeden kadın ve erkek, Türk vatandaşı olarak eşit sayıldı. Miras ve mülkiyet hakları bakımından eşitlik getirildi. Boşanmada kadına da söz hakkı tanındı.”
.
Canım Ata’m…
