Hazret-i Âişe bir gün Resûlullah Efendimize;
- Şehitlerin derecesine yükselen olur mu? diye sordu.
Peygamber Efendimiz;
- Her gün yirmi kere ölümü düşünen kimse, şehitlerin derecesini bulur, buyurdu. Sonra devamla;
- Ey Âişe! Geceleri Kur'ân-ı kerîmi hatmetmeden, benim ve diğer peygamberlerin şefâatlerine kavuşmadan, müminleri kendinden hoşnut etmeden ve haccetmeden uyuma, buyurdu.
Bunları söyledikten sonra namaza durdu. Namazını bitirip de hazret-i Âişe vâlidemizin yanına geldiğinde;
- Ey iki cihânın güneşi olan Efendim! Annem, babam, canım sana fedâ olsun. Bana dört şeyi yapmamı emrediyorsun. Ben bunları bu kısa müddet içinde nasıl yapabilirim, diye sordu.
Peygamber Efendimiz, tebessüm ederek buyurdu ki:
- Yâ Âişe! Üç İhlâs-ı şerîfi ve bir Fatihâ sûresini okursan, Kur'ân-ı kerîmi hatmetmiş; bana ve diğer peygamberlere salevât getirirsen, [Meselâ, Allahümme sallî ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ cemî'il enbiyâi vel-mürselîn, denirse] şefaatimize kavuşmuş; önce müminlerin ve sonra da kendi affını dilersen, müminleri kendinden hoşnut etmiş; (Sübhânallahi velhamdülillahi ve lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh. Lehül mülkü velehül hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr) tesbihini okursan haccetmiş sayılırsın!