Merhabalar. Birazdan Yüzüklerin Efendisi serisinin okumuş olduğum 2. kitabını -İki Kule'yi- inceleyeceğim. Ama ondan önce söylemek istediğim birkaç şey var. Hepimiz biliyoruz ki 2001 yılının Aralık ayından bu tarihe kadar dünyanın en çok izlenen ve hasılat yapılan, 17 farklı dalda oscar ödülü olan film serisinin uyarlandığı kitaplar bunlar. Bazı
Kralın Dönüşü… Yüzüğün sona erişi… Maceranın bitişi… içim sızlaya sızlaya okudum serinin son kitabını…. Ne desem az kalır… Bir taraftan sürekli “appendix” kısmını açıp detayları okuduğum diğer yandan da “Şimdi ne olacak?” merakıyla kitaba geri dönüş yaptığım anlar… Tolkien Baba büyüksün! “Orta Dünya” macerasında kayboldum sıyrılıp gittim evrenden
Dünya ikiye bölünmüştür, denir Tolkien'ın yapıtı söz konusu olduğunda: Yüzüklerin Efendisi'ni okumuş olanlar ve okuyacak olanlar. Ve ben de artık okumuş olanların kısmındayım, güzel bir his okumuş olanların tarafında olmak :D
Yüzüklerin Efendisi birçok insanın filmlerinden dolayı bildiği bir seri, bazıları var ki Lotr izleyerek büyümüş.
Uzun süren bir maceranın daha sonuna geldim, tabi sadece ilk kitapta. Kendime kocaman bir alkış.
Bu tarz detaylı kitapları okumak benim için her zaman uzun sürüyor. (Bkz: Taht Oyunları) Bu kitabı okumakta 10 günümü aldı ama benim açımdan bu 10 gün oldukça doyurucu geçti.
Yüzüklerin Efendisi serisi hiçbir zaman okuma listemde olan bir seri
Yüzüklerin Efendisi'ni ilk okuyuşumu hatırlıyorum. Üniversiteye yeni başlamıştım ve dehşet bir okuma açlığım vardı. İlk kitabı bitirdiğimde küçük çapta bir şok geçirmiştim. Harry Potter evreninin bir numaralı haini gibi hissetmiştim o zaman. Çünkü elimde olmadan karşılaştırıyordum ve çok ama çok benzerlikler vardı:( O zaman ilk baktığım şey
"How shall I come to the battle? I wish I could walk and not bump like a sack at Gandalf's saddlebow."
"Ben cepheye nasıl gideceğim? Keşke bir heybe gibi Gandalf'ın eyer kayışına tutturulacağıma, yürüyerek gidebilseydim."