Yüzüncü Ad. Buraya onunla alakalı birçok şey yazabilirim eminim. Yakında sayfalarında çizdiğim kısımları alıntı olarak paylaşırım gibi. Benim için hep özel kalacak. Canım edebiyat hocamın hediye etmesi üzerine tanışmıştım Amin Maalouf ile. Ah hocam, bu kitap bana neler yaşattı bi’ bilseniz🥲
Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke
çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız,
o kitap bence gerçekten iyidir. Ama öylesi pek bulunmuyor.
Natalia Ginzburg 'dan okudugum üçüncü kitap Aile Sözlüğü. Bu kitabı okuduktan sonra doğru bir sıralama ile okuduğumu düşündüm. Zira ilk okudugum Bütün Dünlerimiz, ardından okudugum Işte Böyle Oldu kurgusal eserler olmalarına rağmen Ginzburg'dan izler taşıyormuş. Bunu kendi ailesini anlattığı Aile Sözlüğü kitabindan sonra pekiştirmiş oldum.
Ailesini,akrabalarını, komşularını, arkadaşlarını onların coşkun Akdenizli hallerini anlatırken dönemin Faşist Italyasini, Mussolini'yi, savaşı, hapislik ve sürgün günlerini de anlatır.
Kendisinden çok az bahseder. Kitabın başındaki sunuş yazısında, canım istemedi,der.
1916 doğumlu yazar 1960'lı yıllarda kaleme alır bu eseri. Sadece hatırladıklarımı yazdım,der.Oysaki bellek bize türlü türlü oyunlar oynar. Çünkü anlatılanlar belleğin bir yansımasıdır aslında.
Bellek konusunda eserler veren Julian Barnes'dan da bahsetmeden gecmeyelim. Bu konuyu işleyen en iyi yazar kanaatimce. Özellikle Bir Son Duygusu'nu kesinlikle öneririm.
Aile SözlüğüNatalia Ginzburg · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201931 okunma