"Sevgi uyuyordu, ben uyumuyordum, aşkımızın geleceğini hazırlıyordum, canım tabaklar diyordum, beni mahçup çıkarmayın ilerde, onun yani Sevgi'nin tabirleriyle konuşuyordum, kendi kendime bile, mahçup etmeyin demiyordum, kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeğe çalışıyordum, ara sıra ellerimin bulaşığıyla gidip onun uyuyuşunu seyrediyordum, demek onu seviyordum, demek onu seviyorum diyordum kendi kendime."
Sayfa 81 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Umutsuzlar Parkı
I Biliyorsunuz parkların Sizi çağıran tarafları İnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlı Orada saklanıyor onlar Çünkü her türlü saklanıyorlar orada Bir yağmur öncesinin loş sokaklarıyla Dağınık mavisiyle gözlerinin Sevgi vermez kadın uçlarıyla Korkuya, sadece korkuya sığınmış olarak Eskimiş, kurtlanmış ikonlarıyla
Reklam
Canım tabaklar...
Sevgi uyuyordu, ben uyumuyordum, aşkımızın geleceğini hazırlıyordum, canım tabaklar diyordum, beni mahcup çıkarmayın ilerde, onun yani Sevgi'nin tabiriyle konuşuyordum, kendi kendime bile, mahcup etmeyin demiyordum, kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeğe çalışıyordum, ara sıra ellerimin bulaşığıyla gidip onun uyuyuşunu seyrediyordum, demek onu seviyordum, demek onu seviyorum diyordum kendi kendime.
Neden
Sevgi uyuyordu, ben uyumuyordum, aşkımızın geleceğini hazırlıyordum, canım tabaklar diyordum, beni mahcup çıkarmayın ilerde, onun yani Sevgi'nin tabirleriyle konuşuyordum, kendi kendime bile mahcup etmeyin demiyordum, kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum, ara sıra ellerimin bulaşığıyla gidip onun uyuyuşunu seyrediyordum, demek onu seviyorum diyordum kendi kendime. Olmadı, kısmet değilmiş albayım, mutfak temizliğiyle olmuyormuş. Uyanınca boynuma sarılmıştı uykulu kollarıyla. Ben de bütün iş bundan ibaret diye sevinmiştim, esas meselelere boş vermiştim, tabakların suları bile akmadan onları kurulamıştım, beni azarlamıştı, çünkü kurulama bezleri hemen ıslanmıştı, ondan azarlamıştı, beni bu kadar seven ve ikide bir kollarını boynuma saran kadın neden böyle önemsiz bir mesele için beni azarlamıştı? İyi niyetlerle iyi eserler verilemeyeceğini neden hatırlatmıştı? Neden neden neden albayım?
tam ona sarılırken gördum pencereden gülünecek ne vardı gülüyordun ya öperken bu gece seninle olalım canim derken sildim seni o anda kalbimden neydi kopan içimden yıllar zincirinden öldüm sanki yaþarken kaçtım hemen o sahneden kendimi buldum ben çalıştım bu yerde azalır acılar da gitgide uykusuz her gece bu soğuk kahvede sabahlarım bazen günlerce rüyalarıma gelme diye uykusuz her gece yorgun ölesiye unutur muyum seni yorulsam her gece masada boş bardaklar kirlenmiş tabaklar
Bana bir şeyler söylediniz, anlamadım Bir cümle, iyi bir söz, gene anlamadım Doğrusu hiç anlamadım, siz ne demiştiniz? Ben ne demiştim, ve çekip gitmiştim sonra Öyle ya, niye hiç değişmedi bakışlarınız? BİTMEDİ, DİYORUM BİTMEDİ ŞAŞKINLIĞIMIZ. O gün bugündür işte - ben mesela Çok usta bir avcının gözleri karşısında Bir çocuk olarak taptaze
Reklam
Kastamonulu 6-7 Eylül gecesini anlatıyordu. "...Millet kıyamet. Polisler bir yandan arka olur, millet çoşmuş, kudurmuş. İnsanın aklı başından gidiyor. Dükkân kepenkleri mukavva gibi yırtılıyor. Kim yırtıyor? Belli değil. En korkak, en zayıf insan olmuş yedi başlı dev! O koca koca buzdolapları, o canım avizeler, top top kumaşlar, o tabaklar,
Sayfa 179
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.