Ara ara geliyor şu, yaşamak olgusuyla barışamama hissi. İçimde büyük ağlamalar.. İnsanlar çokça sığ ve uzak. Fazla geliyor şu 'normallikler', yalnızlığın doruklarına tırmanıyorum içimde..
Şehir boğuyor beni bazı bazı oldugu gibi , zamansızlığa ve mekansızlığa özlem duyuyorum. O canım İnşirah suresinin kuvvetiyle tutunuyorum;"evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!''. Ve Zarifoğlu misali, 'bir sabır bezine bürünmüş olarak -ya da bürünmeye çalışarak- içimin gerçekleşmesini bekliyorum.'
Sözün ve yolun baş çeşmesi ruhumun
Canım içre sevinç verir sözlerin
Baktığın dağların düşüncesi bile ağlatır beni
Hür olurum buyruklarını bir bir donansam sultanım.
Aşkın bin gözlü devasa bir baş imiş
Yur her birini uykularından sohbetin
Dinlen ey Zarif bilatedbir çok söz açtın
Bu kırık akılla ne cürettir yaptığın
Cahit Zarifoğlu
Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurum
Şehre inerim bir sinema yağmura çalar
Otomobil icad olunur Zarifoğlu ölür
Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-Senegalliler dahil değil.
Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
O vakit bir sufiyi tül darplarla gebertebilirsin
Hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin
-Yoksa seni rahatsız mı ettim?
Ah Muhsin Ünlü