"Tanrım, dostum düşman olmuş. Katlanabilecek miyim acıya?"
' Çiftçilerin işi bitmez; yalnız yağmurda, karda bir de arifede, bayramda dinlenir. ' derdi Tokuç Osman.
Reklam
Köyün yanından geçen trenlere de bakardı ara sıra. Hiç binmemişti onlara. İleride bir gün binecekti.
''Kardeş misiniz siz?'' diye sormuştu. Ali; öyle sayılırız derken, Selim, işçileriyim ben, demişti.
İçinde ayrılık üzgünlüğü yanında bir özgürlük sevinci de vardı.
Reklam
Ulan Emine haha
Çaktırmadan, sinsice yaklaşıp istediğimiz kızın eteğine mantar tabancasını sıkarak korkutur, böylece onu sevdiğimizi belirtirdik. Yüreğim çarparak Emine’ye yaklaşırken cebimde saklı tabancayı fazla sıkmış olacağım ki tetikteki parmağım tabancayı patlatmış ve cebimdeki mantarlardan biri de ateş alarak elimi yakmıştı. Bayramlık setremin cebinin astarı da biraz yanmıştı. Korkunç bir acıyla gözlerim sulanmış dururken Emine sıradan ayrılıp ‘ oh olsun korkutacaktın değil mi? ‘ diyerek yanıma gelmiş, avucumdaki yanığı görünce, ‘ Çok mu acıyo? ‘ diyip ağlamaya başlamıştı.
Vermezse kaçırırız. Hele az daha büyüyelim.
Sinan'ın eserinde harcı var mayamızın; Hacer-ül Esved'den, özü var mayamızın.
Sayfa 124 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Koparıldı benliğim, özde bir iş kalmadı; Dışa satıldı ruhum, içe dönüş kalmadı.
Sayfa 121 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.