Süleyman Hilmi Tunahan {ks.}
Efendi Hazretlerine, niçin kitap yazmadığı sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: - "Selefin mum ışığında yazdığı bahâ biçilmez hazine misâli eserlerin toprağa gömülerek çürüdüğünü, bakkallara satılarak çöplüklerde çiğnendiğini, bir kısmının da kütüphâne raflarında tozlanmış ve çürümeye terk edilmiş olduğunu gördüm. Medreseleri kapanmış, yazısı değiştirilmiş, din ilimleri yok olmaya yüz tutmuş olan bir zamanda, kitap yazmaktansa, yazılan ilmî eserleri anlayarak anlatacak ve ilmi satırdan sadra intikal edilip yaşatacak talebe yani canlı kitap yetiştirmeyi daha lüzumlu buldum."
Canli kitap yetiştirmeyi daha lüzumlu buldum
Süleyman Hilmi Tunahan a niçin kitap yazmadin diye sorulur Cevabı: Selefin mum ışığında yazdığı paha biçilemez hazine misali eserlerin toprağa gomulerek çürüdüğünü bakkallara satilarak çöplüklerde cignendigini bir kısmının da kütüphane raflarında tozlanmis çürümeye terk olduğunu gördüm. Medreseleri kapanmış yazısı degistirilmis din ilimleri yok olmaya yüz tutmuş olan bir zamanda kitap yazmaktansa yazılan ilmi eserleri anlayarak anlatacak ve ilmi satirdan sadra intikal ettirip yaşatacak talebe yani canlı kitap yetistirmeyi daha lüzumlu buldum
Reklam
Süleyman Efendi Hazretlerine niçin kitap yazmadığı sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: "Selefin mum ışığında yazdığı bahâ biçilmez hazine misâli eserlerin toprağa gömülerek çürüdüğünü, bakkallara satılarak çöplüklerde çiğnendiğini, bir kısmının da kütüphâne raflarında tozlanmış ve çürümeye terk edilmiş olduğunu gördüm. Medreseleri kapanmış, yazısı değiştirilmiş, din ilimleri yok olmaya yüz tutmuş olan bir zamanda, kitap yazmaktansa, yazılan ilmî eserleri anlayarak anlatacak ve ilmi satırdan sadra intikal edilip yaşatacak talebe yani canlı kitap yetiştirmeyi daha lüzumlu buldum."
Sayfa 98 - Osmanlı Araştırmaları VakfıKitabı okudu
Selefin mum ışığında yazdığı paha biçilmez hazine misali eserlerin toprağa gömülerek çürüdüğünü, bakkallara satıldığını, çöplüklere atıldığını ve bir kısmının da kütüphane raflarında tozlanmış ve çürümeye terk edilmiş olduğunu gördüm. Medreseleri kapanmış, yazısı değiştirilmiş, din ilimleri yok olmaya yüz tutmuş olan bir zamanda kitap yazmaktansa yazılan ilmî eserleri anlayarak anlatacak ve ilmi satırdan sadra indirip yaşatacak talebe, yani canlı kitap yetiştirmeyi daha lüzumlu buldum. -Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.)-
Kitap Yazmamamın Nedeni?
Selefin ( geçmişlerin ) mum ışığında yazdığı hâlâ paha biçilmez olan hazine misali eserlerinin toprağa gömülerek çürüdüğünü, bakkallara satılarak çöplüklerde çiğnendiğini, bir kısmının da kütüphane raflarında tozlanmış ve çürümeye terk edilmiş olduğunu gördüm. Medreselerin kapandığı, yazının değiştirildiği, din ilimlerinin yok olmaya yüz tutuğu bir zamanda kitap yazmaktansa, yazılan ilmî eserleri anlayarak ders verecek ve ilmî, satırlardan sadırlara intikal ettirip yaşatacak talebeler, yani canlı kitaplar yetiştirmeyi daha lüzumlu buldum." Bu konuyla ilgili sizlerle bir anekdot da paylaşmak isterim. İlîm dünyasının pırlanta isimlerindenden biri olan İsmail Saib Efendi de, büyük tarihçimiz İsmail Hâmi Dânişmend'in “Neden hiç bir şey yazmadınız.? Sorusuna şu lâtifemsi cevabı veriyor. “Benim sahamda benden evvelkiler herşeyden bahsedip bana mevzu bırakmamışlar; benden sonrakiler de nasıl olsa onları tekrar ededekler; benim gibi ikisinin arasında olanlara da sükût etmek düşer!" Kısacası kitaba, şiire edebiyat ehemmiyet veren pek kalmadı. Şiirimden bir dörtlük paylaşmak isterim. Sevda kalmadı, Dostluk kalmadı, Sevgi kalmadı, Peki öyleyse şiir nasıl yazılır.?