Canlılar hızla çoğaldığı andan itibaren hayat kutsal değildir, aşırı kalabalık insanların hayatı böceklerinkinden daha değerli değildir ve savaşta ölmüş askerler onları savaşa sürükleyenlerin gözünde de daha değerli değildir.
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dili çok sağlam ve zengin. Sert, salt, acı gerçeklere hazır olanlara istediğini fazlasıyla veren kitap. gerçekten kutsal ve felsefeden ziyade dini bir kitap. ölümün hakimiyetini, kaçınılmazlığını ve gerekliliğini kabul eden, boyun eğen, kutsayan eser.
Kaos'un Kutsal Kitabı
Kaos'un Kutsal KitabıAlbert Caraco · Sel Yayınları · 20162,170 okunma
Reklam
Ölüm için yaşıyor, ölüm için seviyoruz, ölüm için doğurup çalışıyoruz, işlerimiz ve günlerimiz artık ölümün gölgesinde birbirini izliyor, uyduğumuz disiplin, koruduğumuz değerler ve yaptığımız projeler, hepsi tek bir sona karşılık veriyor: Ölüm. Ölüm bizi olgunlaşınca toplayacak, biz ölüm için olgunlaşıyoruz ve küle dönmüş bu ökümen üzerinde olsa olsa bir avuç olacak torunlarımız bizim taptığımız her şeyi yakarak bize lanet okumaya devam edecekler. Biz yapmacık figürler kisvesi altındaki ölüme tapıyoruz ama onun ölüm olduğunu bilmiyoruz, bizim savaşlarımız övdüğümüz şeye kurban verme savaşı, ölümün şerefine kendimizi feda ediyoruz, bizim ahlakımız bir ölüm okulu, değer verdiğimiz erdemler ise ölümün erdemleri yalnızca. Bunun dışına çıkamayız, dünyanın düzenini değiştiremeyiz, bizi parçalayıp dağıtan şeye dayanmaya, bizi ezen şeyi sırtımızda taşımaya mahkûmuz, bize kalan tek şey, -kendimiz de ölmeden önce ve sonuncu ölüler biz olmadan- ya yok olup gitmek ya da öldürmek; yüksek sesle söylüyorum, üçüncü bir yol imkânsızdır.
Kendi sorumluluğumuzu üstlenemiyoruz, kendimizden kaçarak kendimizi arıyoruz ve bu kaçışın içinde kendi tutarlılığımızdan kaçış sanatını buluyoruz.
İnsanlar evrene cüzam gibi yayıldılar ve çoğaldıkça evrenin doğasını bozuyorlar, çoğalarak tanrılarına hizmet ettiklerini sanıyorlar, tüccarları ve papazları onların doğurganlığını onaylıyor, tüccarlar bu sayede zenginleştikleri için, papazlar ise kendi saygınlıkları artıyor diye onaylıyorlar. Bilginler bize tehlikeyi belirtiyor ama onların sesi neredeyse her zaman boğuluyor, ahlakın ve ticaretin çıkarları bozulmaz bir ittifak oluşturuyor, para ve tinsellik hareketin durmasına tahammül edemezler, tacirler tüketici ister, papazlar aile ister; savaş onları nüfusun azalmasından daha az korkutuyor.
Yirmi yüzyıldır üzerimizde tahakküm süren ahlak düzeni miadını doldurdu bizse onun barbarlığını ölçüyoruz hala, o ayakta kalmaya çabalıyor biz ölüyoruz.