"Çoğu hayatlarını biraz olsun kendi kapasitelerine uygun hâle getirmeden önce iş işten geçene kadar beklemedi mi? Başarının o yüce tanrısallığını kovalarken gençlik hayallerini heba etmedi mi? Bu adamların çoğu şimdi nergis gübresi! Yine de biraz daha yaklaşırsanız fısıldadıklarını duyabilirsiniz çocuklar? Hadi," dedi, "eğilin. Hadisenize. Duydunuz mu?" Çocuklardan çıt çıkmıyordu, bazıları çekine çekine fotoğraflara doğru eğildi. "Carpe Diem," diye fısıldadı Keating. "Anı yaşayın. Hayatlarınızı olağanüstü kılın."
Barok döneminin tipik bir sloganı vardı: “carpe diem”. Yani “gününü gün et!” Yine çok söylenen bir başka Latince söz de şuydu: “memento mori”. Bunun anlamı da, “öleceğini unutma!”
Hepimiz sınırlı sayıda ilkbahar, yaz ve sonbahar yaşayacağız. Bu kadar kısa bir hayatta kendi isteklerimizi göz ardı ederek başkalarının yaşamak istediği hayatları yaşayıp ya da o hayatlara sahip olmak için ömrümüzü harcayıp 'öldüğümüzde aslında hiç yaşamamış olduğumuzu fark etmemek' için Carpe Diem.
"Topla gül goncalarını toplayabilirken,
Zaman uçup gidiyor.
Bugün sana gülümseyen çiçekler,
Yarın soluveriyor. "
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626,3bin okunma
“Yarını düşlüyoruz ama yarın gelmek bilmiyor;
Bir zafer düşlüyoruz
Aslında hiç bilmediğimiz.
Yeni bir gün düşlüyoruz
O yeni gün zaten gelmişken.
Kavgadan kaçıyoruz
Durup dövüşmemiz gerekirken.”
“Ve hala uyuyoruz.”