"Bir gün okula bir öğretmen gelir ve hayatınız değişir." cümlesini tam olarak karşılayan bir eser. Sıkı disiplin kuralları olan, erkek yatılı okulu Welton Akademisi'ne John Keating adlı yeni bir edebiyat öğretmeni gelir. Gerek kullandığı öğretim teknikleri gerekse öğrencilerle olan iletişimi bakımından diğer öğretmenlerden oldukça farklı bir profil çizer. Ve kısa zamanda öğrencilerin kalbinde taht kurar. Bu arada muhteşem edebiyat dersleri işlenir. Shakespeare, Byron, Shelley vb birçok yazar bu derslere konuk olur. Ama hepimizin bildiği üzere iyi şeyler çok uzun sürmez. Tüm öğretmenlerin, öğrencilerin, idarecilerin ve özellikle anne babaların okuması gereken bir eser.
Kitabın mottosu ise "carpe diem"anı yaşa, bugünü yaşa...
Ben önce kitabını okumayı sevdiğim için filmini izlememiştim.Filmini de izleyeceğim.
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626bin okunma
Durdu." Kopar goncaları henüz vakit varken bugün, "diye yineledi Keating" bu duygu Latince Carpe Diem ile ifade edilir. Bunun anlamını bilen var mı aranızda?" "Carpe diem, "bugünü yaşa" demektir" diye yanıtladı Latince öğrencisi meeks. "Çok iyi bay ...?" "Meeks." "Bugünü yaşa"
"Vita brevis" hayat kısa... "Carpe diem" gününü gün et... Adamdan sayılmak için Arap harfleriyle okur-yazar olmanın şart koşulduğu günlere yetişemeyip Latin harflerini kullanarak hem okur, hem de yazar kabul edilme sırrıyla hemhal olan ben, Latinlerin ne hayatın kısa olduğuna dair tespitleriyle ve ne de günümü gün etmem yolundaki tavsiyeleriyle hemhal olabildim. Altmış yıllık ömrüm ki bana hiç kısa gelmedi, günümü gün etmekle değil ve fakat günlerimi atlatmakla geçti.
"carpe diem'e ne oldu? hayatın iliğini emmeye?"
"hayatın iliğini emmek boğazınıza kemik kaçırmak değildir, charles. cesur olunacak zaman var, tedbirli olunacak zaman var ve mantıklı biri hangisinin ne zaman gerekli olduğunu bilir,"
Durdu. "Topla gül goncalarını toplayabilirken," diye tekrarladi Keating. "Bu fikrin Latincedeki karşılığı Carpe Diem'dir. Bunun ne anlama geldigini bilen var mi?"
"Carpe Diem," dedi Latince âlimi Meeks, "Ani yasa."
Öykü kitabı okumak tıpkı hayat gibi, nasıl yaşarken bazı anlardan nefret edersin, bazılarını unutamazsın ve bazılarını hatırlamazsın, öykü kitaplarında da öykülerin bazıları aklına mıh gibi çakılırken bazılarını anımsamıyorsun bile. Adı bile çok çekici olan bu kitapta da bazı öyküler beni çok etkiledi.
Kitapta şu öyküler var.
1.Angel’ın
"Bizler insan olarak geçmiş ve gelecek hapishanelerinde mahkûm olmaktan bıkmıyoruz. Bir düşünceyle kızıp hemen kendimizi cezalandırıyoruz. Oysaki nedir bu mükemmeliyetçilik arayışı. Ne yaşamış olursan ol, o an yaşadığını kaçırma. Geçmişteki bir hata yüzünden, şimdiki zamanda kendini cezalandırma. Geçmişten sadece ders çıkarılır. Bir bedeli varsa ödenir. Ama kişi orda takılıp kaldıysa gönüllü mahkûmdur.
"Hiç birinizden farkları yok, değil mi? Gözlerindeki umut sizin gözlerinizde de okunuyor. Geleceğin kendileri için harika şeyler getireceğini düşünüyorlar, aynı çoğunuzun düşündüğü gibi. Peki çocuklar bu gülücükler şimdi nerede? Umutlar ne oldu?"
Çocuklar ciddi ve düşünceli resimlere bakıyorlardı. Keating hızlı adamlarla salonda dolaşıyor, resimleri tek tek işaret ediyordu.
"Çoğu bir nebze olsun yetenekleri ölçüsünde bir hayat kurabilmek için, artık çok geç oluncaya kadar beklemedi mi? Büyük başarı tanrısını kovalarken, gençlik rüyalarını yitirmediler mi? Şimdi bu beylerin çoğu yabani nergislere gübre oldu. Yine de çocuklar, iyice yaklaşırsanız fısıltılarını duyabilirsiniz. Haydi bakalım eğilin", diye buyurdu. "Haydi. Duyabiliyor musunuz?" Çocuklar sessizdi, bazıları çekingence resimlere doğru eğilmişti. "Carpe Diem", diye fisildadi kuvvetli bir tonla, "Bugünü yaşa. Yaşamınızın olağandışı olmasını sağlayın."
Sevgili Carpe Diem Kitap yine bizi unutulmaz bir yolculuğa çıkardı bu güzel eseriyle. #ikiküçüksuejderhası Hollanda'dan Filipinler'e uzanan dostluğa, umuda dair yüreğinize dokunan bir kitap.
Tatlı kızımız Loni, babasının Filipinler'de işlerinin olması sebebiyle anne ve babasıyla birlikte yaz tatilinde Filipinler'e gitmek zorunda kalır. Anne ve babası Filipinler'de Lumad Okulu'nda gönüllü çalışmaya başlayan eğitimcilerdir. Loni burada çok farklı bir hayat ile tanışır. Buradaki tüm öğrenciler ve öğretmenlerin asıl okullarının bulunduğu yerden polis ve ordu tarafından zorla çıkarıldığını ve yerli halkın bu kampüse yerlestiğini öğrenir. Loni'ye burada yaşama fikri ilk başta zor gelse de tanıştığı arkadaşı Liwey sayesinde burayı o kadar çok sever ki aralarındaki sıkı dostluk bağı sayesinde burayı sahiplenir Loni. Aynı zamanda Lumad Kabilesi'nin kendi topraklarına sahip çıkmaları onu çok etkiler. Bir süre önce kaybettiği babaannesinin anlattığı efsanevi hikayeleri hatırlar ve onları hikayedeki su ejderhalarina benzetir. Ve o da elini taşın altına koyarak Lumad Kabilesi'nin kendi topraklarına kavuşmaları için küçücük kalbiyle elinden geleni yapar.
İnsanın yüreğine dokunan, bir solukta okuyacağınız bu kitap çocuklara sorumluluk bilinci, aile sevgisi, ekip ruhu, pes etmeme, dostluk gibi bir çok değeri aşılıyor. Kitaplarını okumaktan büyük keyif aldığımız Carpe Diem Kitap ve ekibi ne guzel işlere imza atıyorsunuz. Emeklerinize saglik
10 yaş ve üzeri çocuklara gönülden tavsiye ︎