Şimdi ölmek üzere olduğumu düşün. Ölmek!.. Nasıl bir şey olduğunu bilir misin? Hayır mı? Ben de bilmiyorum. Umutsuzluktan ölüyorum. Aşktan ya da onun gibi bir nedenden dolayı umutsuz değil, düpedüz umutsuzluktan... Michel del Castillo
416 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Bu sefer çok güzeldi demiyorum kitap için. Çünkü kitap gerçekten çok korkunctu. Gerilim ve polisiye seven okurlara şiddetle tavsiye ediyorum. İyi okumalar. ...
Sessizlik Yemini
Sessizlik YeminiLinda Castillo · Pegasus Yayınları · 2015100 okunma
Reklam
Korkaklar korkak diyor bize, ama seninle birlikte çıkıyoruz karşısına karanlığın, yüzünü değiştiriyoruz seninle. Katiller katil diyor bize, umudu seninle yeşertiyoruz, son veriyoruz suçlara, orospuluğa, açlığa. Göz veriyoruz, ses, kulak ve can veriyoruz insan yüreğine. insanlık düşmanı diyor bize ırkçılar, kinin mezarını kazıyoruz seninle sevgiler kentinde şimdi. -Otto Rene Castillo
''Edebiyatın toplumsal gerçekliği ise best-seller. Ne yazık ki bu, o kitabın çok sattığını değil, çok tüketildiğini gösteriyor yalnızca. Geriye, her şeyini birleştirmiş bir pazarın kandırmacaları kalıyor. Nasıl hala lüks tüketim malları varsa, edebiyat sektörü de varlığını sürdürüyor; bu sektörle ilgilenen bir seçkinler topluluğu olduğu için değil, kendisine o markadan satın almak isteyen azınlıklar olduğu için. Bu ürünlerin en iyi kalitede olması gerekmiyor, en pahalı olmaları yetiyor. Yani fiyat, kalite imgesini yaratıyor.''
''Başka bir evrende, başka şartlarda, başka duyguları da duyabileceğinden kuşku duymuyordum. Hem neden olmasın? Ama yine de böylesi bir evrenin nasıl olabileceğini tahayyül edemiyorduk.''
Reklam
''Limuzinimizin geçmesi için durup yol vermişler, arabanın içinde kim olduğuna dair en ufak bir merak göstermemişlerdi. Beni en çok etkileyen sanırım bu ayrıntı oldu. Onları, bugün içinde bulundukları duruma, ölümün sınırlarına getirmiş olan bir iktidar temsilcisine olan kayıtsızlık. Göz çukurlarının dibine gömülmüş, etrafı mor halkalarla çevrili o gözlerde bir nefret kıvılcımı, bir isyan ışığı görebilmeyi ummuştum.''
''Yalnızların en kötüsünün ülkenin üzerine çökmesine izin vermiştik. Şimdi de bizim hayatımız buzların arasına sıkışmıştı.''
''Arkamı dönüp ona baktım yavaşça. Homeros'un söylediği aklıma geldi: Aleksandra'nın yaldızlı kahverengi gözleri, huzur verici bir geviş getirme rehavetindeydiler, insanı güven duymaya zorluyorlardı; oysa eğer sağ kalabilmek istiyorsanız, bu ülkede kaçınmak zorunda olduğunuz tek duygu buydu.''
''Yetenek, her şeyden önce gündelik olanı silip atmaktır.''
Reklam
''Ama hayat Ali! Yaşama duygusu! Yinelemek, ölü şeyleri sürdürüp gitmektir. İnsan yarattıkça yaşar, kemik yığınından başka bir şey olmayan yere yeni bir şey koydukça yaşar. Sen, bu ülkede insanların yaşadıklarını mı sanıyorsun?''
'' Evrensel kuşku yaşam tarzımız olmuştu. Etrafı siperlerle çevrili bir kampta yaşıyorduk. Düğüm düğüm olmuş böğrümüzden safra gibi bir nefret ve öfke yükseliyordu. Kısacası ta gençlik yıllarımızdan beri karakterimizi oluşturan esas öğe korkuydu. Bizler kelimenin tam anlamıyla ölüydük. ''
'' Kimliğimiz dilimizdir. Tek gücümüz sözcüklerdir. ''
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.