Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sırf görev ve insanlık diye, sırf acıdığı için, iyilik etmiş olmak için ona bakan o miskin, bayağı yaratık! Linton. Ha çiçek saksısına bir meşe ağacı dikip yetişecek diye beklemiş, ha o kadar özeniyle Catherine'e hayat vereceğini ummuş...
"Bana ne kadar acımasız davrandığını şimdi anlıyorum, ne kadar acımasız davrandığını ve nasıl aldattığını. Neden beni hor gördün? Neden kendi kalbini de yanılttın Cathy? Seni avutacak tek söz söylemeyeceğim. Bunu hak ettin. Sen kendi kendini öldürdün. Evet, beni dilediğin kadar öpüp ağlayabilirsin, benden de karşılık görebilir, bana da gözyaşı döktürebilirsin; bunlar seni yakıp bitirecek, seni kahredecek. Beni seviyordun - öyleyse beni bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Söyle, Linton'a duyduğun o geçici heves yüzünden beni bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Çünkü ne yoksulluk ne alçalma ne ölüm, kısacası Tanrı ile Şeytan'ın elbirliğiyle üzerimize yığabileceği hiçbir şey bizi ayıramayacakken, bunu sen kendi isteğinle yaptın. Senin kalbini ben kırmadım, onu sen kendin kırdın; kendininkini kırarken benimkini de kırdın. Güçlü oluşum benim için daha da kötü. Yaşamak istiyor muyum? Benim için bu nasıl bir yaşam olacak, sen... Of, Tanrım! Ruhum mezardayken bedenim yaşamış, ne yapayım? Catherine, "Bırak beni, bırak beni!" diye hıçkırdı. "Bir yanlışlık yaptıysam, bunu hayatımla ödüyorum. Yeter artık! Sen de beni bırakıp gittin; ama sana çıkışmak istemiyorum! Seni bağışlıyorum. Sen de beni bağışla!" "Bu gözlere baktıkça, bu erimiş ellere dokundukça, bağışlamak zor," dedi Heathcliff "Öp beni yine, gözlerini de gösterme! Bana yaptıklarını bağışlıyorum. Ben kendi katilimi seviyorum; ama seninkini, onu nasıl sevebilirim!"
Reklam
408 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın başlarında (ilk 25 ya da 30’lu sayfalarda) konuya hakim olamadığınız için sıkılıp kitabı bırakmak gelebilir içinizden ama o hataya düşmeyin, kitabı okumaya devam edin. Zira kitabı bırakırsanız, çok güzel bir hikayeden mahrum etmiş olacaksınız kendinizi. Uğultulu Tepeler’i “Okunacaklar Listesi”ne alanlar için genel olarak kitaptan
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,2bin okunma
Şu takvime bak. Çarpı işaretleri Linton'larla olduğun akşamları; noktalarda benimle olduğun akşamları gösteriyor. Görüyor musun, her güne bir işaret koydum. Catherine, ters ters, "Evet çok saçma bir şey!" dedi. "Sanki farkındaymışım gibi.Peki bunun anlamı ne?" "Benim farkında olduğumu göstermesi" dedi Heathcliff.
Sayfa 86 - Can Yayınları
408 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Herkese selamm Bugün sizlere beni çok etkileyen ve bitirdiğimde değişik duygular hissettiren #EmilyBronte 'nin ne yazık ki tek kitabı olan #UğultuluTepeler 'i ile geldim. Her şey Mr. Lockwood'un Thrushcross Çiftliğini kiralayıp, Uğultulu Tepelerde neler olup bittiğini öğrenme isteğiyle başladı ve Nelly'inin o samimi anlatımıyla devam etti.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,2bin okunma
408 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Emily brontë nin ilk ve son eseri. Romanı bitirdiğimde en üzüldüğüm şeylerden birisi de Emily brontë nin kaleminden çıkabilecek başka bir eser okuyamayacağımı bilmekti. Roman ilk sayfalardan olay örgüsüne başlıyor. Bir anda merkezde buluyorsunuz kendinizi. İlk başlarda kişi ve karakterlerin isimlerini karıştırsanız da okudukça herşey yerine
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,2bin okunma
Reklam
480 syf.
10/10 puan verdi
Uğultulu Tepeler'in Ruh Hastası Sakinleri
Heathcliff'in kapıdan içeriye girmesiyle bir ailenin değişen hayatı. Öyle ki bu değişim yalnızca Earnshaw ailesini değil, Linton ailesinin tüm üyelerini de yakından etkileyecektir. Bir aşk romanı olarak tanınan bu kitap, benim için bir intikam, anlaşılması güç bir saplantı, karanlık bulutların kağıtlarına sindiği bir klasik romandır. Kitapta sevilmesi mümkün olan bir karakter bile olmadığını üzülerek belirtmeliyim. Hatta çoğu zaman kafanızı duvara bile vurmak isteyebilirsiniz. Ama yine de kitap akıp gidiyor. Bir gün önce son 30 sayfasına gelmiş olduğum kitabın bitmemesi için hayli çaba sarf ettim, fakat içten içe sonunu da merak ediyordum. Bu son da benim için bir sürpriz olmadı değil. Uğultulu Tepelerin esareti altındaki ruhların huzura kavuşamayacağına inancım tamdı oysa ki. Fakat, yerin altındakiler gibi yerin üstündekiler de büyük bir huzura kavuştular. Kitapta dikkatimi çeken bir konu da şuydu. Heathcliff'in oğlunun, Heathcliff'in hayatta en nefret ettiği ve sevdiği kadını ellerinden alan dayısına (yüzce) çok benziyor olmasıydı. Diğer unsursa Hindley'in babasından büsbütün farklı bir karaktere sahip olarak hayatta en sevdiği insanın, aslında en büyük düşmanı oluşuydu. Ve bu çocuk da, Heathcliff'in hayatının aşkının gözlerini, dudaklarını ve yüzünü kendine hapsetmiş olmasıydı. Catherine Linton'unsa tamamen annesinin bir kopyası olduğunu düşünüyorum. Fakat kitaptaki kendini beğenmiş, ukala ve çocuksu hareketleri nedeniyle başına gelenler için üzülmem mümkün olmadı. Kitapta herkesin başına gelenleri 'Hak etmedin mi sence de bunu?' diyerek okudum. 10/10
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Koridor Yayıncılık · 201642,2bin okunma
''...Yalnız duvardaki şu takvime bak." Pencerenin yanında asılı duran, çerçeveli bir kağıdı gösterdi eliyle. "Çarpı işaretleri Linton'larla olduğun akşamları; noktalar da benimle olduğun akşamları gösteriyor. Görüyor musun, her güne bir işaret koydum. Catherine ters ters, "Evet çok saçma bir şey!" dedi. "Sanki farkındaymışım gibi. Peki, bunun anlamı ne?" "Benim farkında olduğunu göstermesi," dedi Heathcliff.
342 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.