“İçinden bir çay akan, eğrelti otlarıyla kaplı, dik yamaçlı bir vadinin dibinde, dine ahlâka aykırı bir iş yaparken ele geçirildiler: Yani bu yirmi kâfir sere serpe uzanmış mışıl mışıl uyumaktaydılar.”
Onun hikâyesinde güldüğü biri yoktur.
Sevdiği bir kadın bile tarihte anılmaz.
Dostu olarak adı geçen bir paşa bile yoktur.
Birlikte içilen bir çay, sırtı sıvazlanan bir sahne yoktur.
Sadece emir verir, yola çıkar, fetheder… ve susar.
'Başa dönelim biraz da,
hep başa döneriz;
belki bir çay bardağına,
sıcaklığa, tutuşa, dokunmaya,
ne güzel hatırlarız geçmişi.
kendi yalanımızla.'
Metin Altıok