Cihad Burak Doğru

Cihad Burak Doğru
@cbdogru
223 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
İki Rus Ordusu'nun yok edildiği 23 Ağustos-9 Eylül arasındaki bu savaşlar Tannenberg Savaşları adını almıştır.Tannenberg'de Alman kuvvetleri yalnızca Doğu Prusya'yı kurtarmakla kalmadı,Rus Ordusu'nun kuzey grubunun savaşma gücünü önemli ölçüde yok ederek Galiçya Cephesi'nde zor durumda bulunan Avusturya-Macaristan Ordusu'nun da rahatlamasını sağladılar.
Reklam
Marne Savaşı gerek müttefikler gerekse de Almanlar için büyük kayıplar ile sonuçlanmıştı.Fransızların 5-10 Eylül arasındaki kayıpları 250.000'i bulmaktaydı.Almanların kayıplarının ise, hiçbir zaman açıklanmamış olmasına rağmen, buna yakın hatta daha fazla olması muhtemeldi.Sonuçta Alman Ordusu saldırı inisiyatifini kaybetmişti.
Savaşın başlamasının ana nedeninin Almanya'nın 1890'ların sonunda başlayan ve saldırgan olarak nitelendirilebilecek dış politikasıdır. Fritz Fisher "Germany's Aims in the Fırst World War" Almanya'nın Birinci Dünya Savaşındaki Hedefleri" adlı kitabında Almanya'nın 19.yüzyılın sonunda yükselen ekonomik ve askeri gücünün,Avrupa güç dengesi içinde sahip olduğu büyük güç statüsünü aşmaya başladığını ve bu doğrultuda Almanya'nın bir dünya gücü konumuna ulaşmak istediğinden bahsetmektedir.1910'lara gelindiğinde Almanya gerçekten de bir dünya gücü olmak için gereken dinamiklere sahipti.Ülkenin sanayi üretimi çok büyük rakamlara ulaşmıştı.Dış ticaret rakamları ve ekonomik göstergeler ise hızla yükselmekteydi.Almanya,İngiltere'nin ardından dünyanın en büyük ikinci ticaret filosuna sahipti.Almanya 1910'larda askeri alanda da büyük bir güç konumuna ulaşmıştı.Kara ordusu Avrupa'nın en önemli savaş gücüydü.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Mütareke İngiliz diplomasisinin önemli bir yenilgisi olmuştur.Yunan dostu olarak bilinen İngiliz Başbakanı Lloyd George görevinden istifa etmek durumunda kalacaktır. Churchill'in ifadesiyle "Mustafa Kemal'in,bu genç yarbayın Çanakkale'deki başarısı ve zaferi;benim politik yaşamımı yirmi yıl geciktirdi.Lord Kitchener'inkini ise yok etti,şimdi ise Lloyd George'unkini sona erdiriyor," diyecektir."
Her şeye rağmen cihadın beklentilere cevap vermeyişi hilafetin sonraki dönemde geleceği hakkında yaşanan tartışmalarda başlıca argümanlardan biri olarak kullanılacaktır.Ulusçuluk çağında dinsel referanslara yapılan vurgunun ne denli sonuç getireceği konusunda bu deneyim zihinlerde belirleyici bir örnek teşkil edecektir.Milliyetçilik düşüncesinin ümmetçilik düşüncesi üzerinde yükselen hilafete galip gelmesi İslamın modern çağlardaki gelişmelerle diyaloğunun sonucu olacaktır.Bu gerçek 1924'te tanınmış şarkiyatçı Helmut Ritter'in kaleminden şöyle ifade bulacaktır; "Milliyetçi ideolojinin ilk pratik sonucu Osmanlı hilafetinin bir iç dağılma yaşamasıdır: -ki hilafet kesinkes uluslar üstü siyasi-dini cemaat fikrine dayanmaktaydı."
Reklam
Reklam
828 öğeden 811 ile 825 arasındakiler gösteriliyor.