Arkadaşlar ;
yorumlarım paylaşımı yapan kişilere değil,
alıntılara, incelemelere ,şiirledir yani ''edebiyata''
lütfen kimse üstüne alınmasın
zaman zaman kendime bile tahammül edemiyorum ben.
Seninle cekilecek fotograflar
seninle ıslanacak yağmurlar
seninle gidilecek yollar
seninle olacak gülümsemeler
seninle bakılacak gökyüzü.
ve seninle kurduğumuz hayalleri gerçekleştirmeden
beni bırakıp gitmek yok sevgilim.
.Biliyoruz ki bütün acılar geçer, fotoğraflar sararır. Yara kabuk tutar, kapanır. Sokakta mevsimi fark edersin, aynada kendini. Önce belirli belirsiz, sonra gamzene kadar gülersin. Kuşlar konar dallarına. Kırıldığın yerden çiçek açarsın; bütün acılar bir gün geçer..
ya da alışırsın
Eda şarkılar eşliğinde sakinleşip hayaller alemine dalarken.yeni bir şarkının sözlerine .
Kulak kabarttı.
Hasretinle yandı gönlüm.
Yandı yandı söndü gönlüm
Düze indi şimdi gönlüm.
Şarkıyı dinlerken gözyaşları da ona eşlik ediyordu..
Bazı anlar vardır kalakalırsın hiçliğin kisvesinde.
İnsan kendi eliyle kendi hayatının ırzına geçebiliyormuş meğer..
Kansever bir ucubenin oyun yeri artık dünya.
Ve savaş severler çoğunlukta..
Rüyalardan sabah olmadan uyanılır, masallar çabuk biterdi bu ülkede. Bir çocuğun en uzun güldüğü an bile bir öğünlüktü, anladım...
Ve and olsun.
Ölü çocukların gözleri gülmedikçe, hiç bir mevsim yeşermeyecek..
Gökleri kuşlara,
Yerleri insanlara daraltmayın !
BİZİ BİZİMLE AZALTMAYIN ! "
Vicdanımın en orta yeri acıyor. Size de arada bir olur mu böyle? *Acaba* diyorum; bu ince çizgide nefes aldınız mı hiç? Ben çoktandır alıyorum, şimdi bile.
Üst üste hem de bin kere tekrar ederek ve katlayarak çoğaltıyorum içimdeki sancıyı.
Burası bir uçurum kenarı… Metrelerce yukarıdan aşağı doğru bomboş gözlerle bakılan bir yer. Ne kadar da özgürlük kokuyor ah! Sonrasında kanatlarım varmış gibi bir hisse kapılıyorum. Tadına bakmak için sabırsızlanıyorum aslında. *Ölmek nasıl bir şey?* diye tekrarlıyorum içimden. Dedikleri kadar jilet kesiği gibi kesiyor mu acıları? Mesela, ne kadar bir şiddetten sonra hafifler insan? Biliyor musunuz?
Biliyorsanız söyleyin.
Bir insanın, en doruktaki bir acıda bile duyarsız kalabilir mi kalbi? Azı, çoğu, ölçüsü nedir?
*Acı* diyorum, acı hani?
Yaktığı yerden bir cerahat gibi akıp gider mi ya da hiç gitmez mi? Merak ediyorum sahiden. Şimdi, hangi inanç geri çevirecek içimdeki intihar isteğini? Nasıl bir umut erteleyebilir ecele beni? Beni kandıracak bir söz var mıdır bu dakikadan sonra ve hâlâ? Varsa söyleyin.
Gelecekse beklerim. Ama kandırmayın beni.
birinin verdiği değer diğerinin yüzünde güller açtırıyor. birinin sevgisizliği diğerini alabora ediyor...
bir gün yine geleceğim o köşeye. yine bir yüz çıkacak karşıma. kalabalık olacak her yüz gibi dostluk ve düşmanlığın sınırında yürümeyi bilecek. alın, kaş, gözler , burun, dudaklar, çene....
bakıp kalacağım öyle....
o gördüğün son yüz olacak..
köşeyi dönünce mosmor bir ağaç yüzün senin
taşlardan evlerde sıkıldığım yerlerde
birden o deniz yüzün senin
karanlığın dönüştüğü güneş yüzün senin
sıcak otsuz kırlarda ansızın bir çiçek yüzün senin
kim demiş eskir o yüzler korkulan alışkanlıklarla
yeni bir yüz getirir akşamına korkular ve yüzün senin...
Ne çok yaralandık değil mi?
daha da var bitmedi, çok yaralanacağız her yerimizden. masalımız bir puzzle madem, şöyle dikkat çekici büyüklükte görünmeli yaralarımız. anlaşılır olmalı.
hayır kardeşim,
bir kimsenin hakikatinin ne olduğuna dair onun görünen özelliklerini delil gösterme!
birisini sözünü veya yaptığı bir işi, kişiliğinin bir göstergesi sayma!
dili ağır ve konuşması peltek olabilir.
onun içindir ki o kişinin cahil olduğunu düşündüğün kimseler, oldukça kıvrak bir zekaya ve engin bir kalbe sahiptir...
karanlığa gömüldüğünüzde şöyle söyleyin,
bu karanlık henüz doğmamış bir şafaktır.
insanların benim herkesçe bilinen kusurlarımı övünceye, kimsenin bilmediği iyiliklerime saldırıncıya kadar yalnızlığın acısını hissetmedim.
düşmanım bana düşmanın sev dedi bende sözünü dinledim sevdim kendimi.
HALİL CİBRAN
tanrı haddinden fazla sahip olanları doyursun.
eğer ağzın yemekle doluysa şarkı söyleyemezsin ve altınla doluysa avuçların, kaldıramazsın ellerini dua için.
Gülmeyi ve acımasız biri olmayı
aynı anda başaramazsın...
Sıkıntıya ve dara düşünce dua ediyorsunuz ; keşke sevinciniz doruklarda olduğunda ve bolluk günlerinizde de dua