ruezena bembeyaz kesildi. yüzündeki tüm kan çekilmiş gibiydi. hiç bunu düşünmemişti, oğlunun bir gün on sekiz yaşına geleceği ve onu alıp götürecekleri hiç aklına gelmemişti. şimdi her şeyi görüyordu, tüm bunların nedeni uzun zaman önce belediye başkanının ofisindeki o lanet deftere adını yazdırmalarıydı. böylece oğlunu o lanet savaşlarına alıp götürebileklerdi.
hiç kıpırdamadan oturuyordu ve karel ona şaşkınlıkla baktığında annesinden ilk defa korktu, çünkü orada oturan şey bir insan değildi. o korkunç "ölü kafası" lakabını ilk defa gördü, bir keresinde bu sözü söylediği için bir arkadaşına yumruk atmıştı. kan çekilmiş ve bir kemik gibi bembeyaz olan yüzünde, simsiyah gözleri doğruca boşluğa bakıyordu ve etindeki o iki karanlık deliğin altında, ağzı boş bir mağara gibi açık duruyordu. karel korku ile titredi. sonra ruezena kalktı ve oğlunun elini tuttu.