871 syf.
·
Puan vermedi
Risale-i Nur Okuma Aksiyonu
Risale-i Nur külliyatını okumaya ve anlamaya çalışırken karşılaştığım bazı tanıtıcı notları derledim. Önsöz Risale-i Nur, müşterileri aramaz; müşteriler onu aramalı, yalvarmalı.1 Kıymettar, kusursuz bir malın dükkâncısı müşterilere yalvarmaya muhtaç değil. Müşterinin aklı varsa yalvarsın.2 Müşteri olmak; Kur’an’ı anlamak istiyor muyuz?
Sözler
SözlerBediüzzaman Said Nursî · Rnk Neşriyat · 20135,4bin okunma
Ey kendinden kaçması, kendine uğramaması salık verilen Kürd! Sen ise hem biliyorsun hem de bildiğini bilmiyorsun. Hakkında mütehakkim cahillerin ahkam kestiği konu sensin. kendini başkasından öğrenecek kadar kendini bilmekten korkmuş, korkutulmuşsun. Evet, başka konuda seni eşit görüp, adam yerine koyan Türk kardeşin, konu sen olunca başında suçlu evladını azarlayan baba havasıyla dikiliveriyor. Halbuki o senin cahilin. Onun cehaletinin dini, ilmi ve demokratik bir geçerliliği yok. Senin söz hakkını seni azarlamak için o kullanıyor. Ve senden onu tekrar etmeni istiyor. Onun yaptığına cehl-i mürekkep* deniyor. Seninkine ise tırs-ı hakikat diyelim.
Sayfa 100 - Avesta Yayıncılık / *Bilmediği halde kendini biliyor zanneden.
Reklam
Risale-i Nur
Risale-i Nur
da okuduğum ve dikkat ettiğim en güzel kelimelerden biri Cehl-i mürekkep yani ilim dolu ama Cehil ile kaplı.... çok örneğini görüyoruz her yerde...
Echel-i cuhelâ ahmaku'l-humakâ cehl-i mürekkep
Cehl'i Mürekkep?
Bazı insanlar kafasına bir şey koymaya görsün, hiçbir güç onu oradan çıkaramaz. İstediğin kadar yadsınamaz kanıtlar öne sür, lastik topun duvardan sekip geri dönmesi gibi hepsi sana geri döner.
Sayfa 61
Halil İbni Ahmed:
İnsanlar dört kısımdır: Birincisi: Bilir. Bildiğini de bilir. Bu, âlimdir. Ona uyunuz. İkincisi: Bilir. Fakat bildiğini bilmez, bildiğinden haberi yoktur. Bu, uykudadır. Onu uyandırınız. Üçüncüsü: Bilmez. Fakat bilmediğini bilir. Bilmediğinin farkındadır. Bu, irşâda muhtaçtır. Onu irşat ediniz. Dördüncüsü: Bilmez. Bilmediğini de bilmez (cehl-i mürekkep) kendisini allâme sanır. Bu, câhildir. Onu terkediniz.
Reklam
İnsanlar, teknik tabiriyle, bir "cehl-i mürekkep" halinden çekmekteler. Cehl, yani cehâlet, bilmemenin adı. Cehl-i mürekkep ise bilmediğini bilmemek, bilememek hali.
Sayfa 38 - İnsanKitabı okudu
252 syf.
·
Puan vermedi
özür dilerim ama yapmak zorundaydım.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, hayatımda çok az şey bu kadar canımı yakıp ağlattı. Edeceğim küfürler ve hakaretler için özür dilerim şimdiden. Dileyen okusun. 12 yıllık esaret. Solomon northup, köle adıyla "platt". Çok iyi bir kemancı ve siyahi. 1850'li yıllarda bir siyahi. Özgür bir siyahi. Çok nadir değil mi :'). Olay solomon'un
12 Yıllık Esaret
12 Yıllık EsaretSolomon Northup · Zodyak Kitap · 2014363 okunma
Hem şaşkın bir yabancıydım bu dünyaya hem de sanki her şeyi elimle koymuş gibi aşina. Hem âlimdim hem de cehl-i mürekkep. Hem bahtsızdım hem de mutlu. Kendimce nedenler buluyordum sonra onları kendim çürütüyordum. Hem her şey değişmişti Hem de her şey olduğu gibiydi. İşte araftaydım. Hem her şeydim Hem de hiç... "
Kendi cehaletimin bilincinde olmasaydım o zaman cehaletimi ortadan kaldırma çabası İçine girmeyecektim Dolayısıyla cehl-i mürekkep içinde kalacaktım cehli mürekkep insanın bilmediğini de bilmemesidir.
Reklam
Bir cehl-i mürekkep kolay yetişmiyor arkadaşlar, hakikate gözlerini kapatıp yıllarca boşa okuması gerekli. Yürek dayanmaz...
'ülfet ise, cehl-i mürekkep üstüne serilmiş bir perdedir. (ülfet:alışkanlık cehl-i mürekkep: bilmediğinden habersiz kimsenin cehaleti)
Ålim ile sohbet etmek lal-ü mercan incidir Cahil ile sohbet etmek her gün bin can incitir. Cahil dedimse, iki kısımdır. Cehl-i basît: Cahil olduğunu kabullenir ve kendini geliştirebilir. Cehl-i mürekkep: Her şeyi bildiğini sanır, bilmediğini de bilmez. Cahilliği kalıcıdır. Çünkü Ali Emîrî: "Cahil ile sohbet, pek müşkil bir şeymiş. Bunu anladıktan sonra, gözü kör olanlara değil, kalbi ve gönlü kör olanlara gücendim." der.
İnsanlar dört kısımdır: Birincisi: Bilir. Bildiğini de bilir. Bu âlimdir. Ona uyunuz. İkincisi: Bilir. Fakat bildiğini bilmez, bildiğinden haberi yoktur. Bu, uykudadır. Onu uyandırınız. Üçüncüsü: Bilmez. Fakat bilmediğini bilir. Bilmediğinin farkındadır. Bu, irşâda muhtaçtır. Onu irşat ediniz. Dördüncüsü: Bilmez. Bilmediğini de bilmez. (Cehl-i mürekkep). Kendisini allâme sanır. Bu, câhildir. Onu terkediniz.
Sayfa 589Kitabı okudu
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.