Haz ve gururu reddeden ve soyut din felsefesi üzerinde temellenmiş Tanrı nedeni dışında tüm nedenleri reddeden Malebranche gibi çoğu filozofun etiği, insan hayatının görünümlerinin değerini düşüren hayat tarzı önermiştir. Malebranchecı erdeme bağlı insanın yaşamını yapay hayat (artificial life) diye isimlendiren Hume’daki temel tema dinî inancın etik sonuçlarının kötü olduğudur ve erdemler dizgesinde ahlak düşüncesi doğal temele sahiptir. Dini, tüm irademizi denetleyen, fiil, söz, eğilim ve düşüncelerimizin evrensel kuralını emreden ve reçetesini yazan bir olgu olarak gören filozof dinin insanın kendi hakikatinin dışında bir hayat alanı inşa ettiğini iddia eder. Keşiş erdemleri kavramı yapay hayat kavramını özetleyen bir kavramdır. Nitekim Hume’a göre, Pascal yapay hayattan esinlenen dinî bir örnektir (Frasca-Spada, 2005: 133). Mezheplerin ve siyasî yapılanmaların birlikte hareket ettiğinde toplumda meydana getireceği tahribat ve yıkımlardan bahseden filozofun bu yıkımların nedeni olarak gördüğü Hıristiyanlığa eleştirileri Nietzsche ile benzerlik gösterir. Hume için dine ve ahlaka karşı elinde çekiçle felsefe yapan Nietzsche’den önce ilk filozoftur diyebiliriz. Hume ile Nietzsche arasındaki benzerlikleri ifade etmenin nedeni Nietzsche’den hareketle benzer konular üzerinde düşünen Hume’un, toplumların din-ahlak ve siyaset algısı üzerinde ne kadar dönüştürücü olduğunu anlatmak içindir.
Resim