10 Temmuz 1921'de başlayıp, Altıntaş ve devamı muharebelerinde son şiddetine varan Yunan saldırıları, cepheyi çökertmişti. Şimdi her şey omuzlarına yükleniyordu. Ankara tam bir panik havası içindeydi. Göç başlamıştı. Büyük Millet Meclisinde gene sorumlular aranıyordu. Tanrı Moloh, gene kurban istiyordu!… Bunlar o günlerdir ki meselâ, Altıntaş
Sayfa 443 - Remzi KitabeviKitabı okudu
kitap çekilişinin nasıl bir zararı olabilir de linç alabilir, cidden şaşırıyorum. alttan alta millete laf sokuyorlar kitap çekilişi yaptıkları için. sanki sigara çekilişi yapıyor millet. tutturmuşlar bir prim, takipçi kasma, dikkat çekme... bırakın insanlar kitap hediye etsin, çekiliş yapsın, ne zararı var? ve bunun prim, takipçi kasma, dikkat çekme ile ilgisi ne?
SON DÖNEM GEÇMİŞ HOŞ ANILAR
Bir çekiliş sonrası kazandığım ilk kitabım İzzet Bey Apartmanı. Öncelikle teşekkür ediyorum 
Mehmet Y. Bey’e benim için zahmette girdiği ve türlü zorluklarla bana kitabını ulaştırdığı için ve özür diliyorum ki bu kadar geç kaldım kitabı okuyup inceleme yapmaya.
İzzet Bey’e gelelim… :) Bol karakterli ve iç içe geçmiş hayatlar olarak özetleyebilirim.
Mendebur Amerikalı
30 Ağustos 1964 tarihli Cumhuriyet gazetesinde ibretle seyredilmeğe değer bir fotoğraf yayınlandı. Bu fotoğraf Dumlupınar meydan savaşından sonra tutsak edilen Yunan Başkomutanı Trikopis ile adı açıklanmayan bir Yunan prensinin ve Yunan Ordusu Kurmay Başkanı General Dionis’in Türk Albayı Reşit Bey tarafından götürülüşünü
DELİ HALİT PAŞA DESTANI
Namusluyla namussuz
Paltosu bir batman gelirmiş Deli Halit Paşa’nın
Katlayıp attığında adam da devirirmiş.
Paltosu tılsımlıymış söylence olmuş.
Kurşunlar girer de çıkamazlarmış
Şamanca bir gösteri olarak silkince paltosunu
Onlarca yenik kurşun yerlere saçılırmış.
Deli Halit Paşa’da çifte tabanca
“Namuslu” dediği sağa takılı
Düşmana
EDİRNE
Tatilden istifade ederek Edirne'ye, çoktan beri görmek istediğimiz bu serhat şehrine gitmiştik...
Edime, minareler, camiler, kubbeler diyarı Edime... Harap ve perişan!.. Yeryüzünün en güzel mabedi olan Selimiye'de cemaat olarak iki kişi vardı. Ne acıklı hal! Edirne'de minareler kadar cemaat yok... Yüreklerimiz şerha şerha
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, Adın Yazıldı Mücevher Taşa!
