GEÇ KEŞFEDİLMİŞ YAZAR...
İthaki Yayınlarının son zamanlarda seriye bağladı japon klasikleri arasında yer alan ve polisiye öyküleri ile öncü olmuş Şiro Hamao dilimize geç çevrilmiş yazarlardan olduğuna inanıyorum. Daha önce japon edebiyatında okuduğum Kobi Abe ve Kenzaburo Oe beğendiğim yazarlar arasına girmişti.
Ve bu yüzden japon edebiyatı ilgimi çekmeye başladı.
Hamao mesleği gereği hukukçu olmasından mütevellit iki öyküden oluşan bu öykü kitabında adalet ve ölüm (cinayet) üzerine kurgulanmış öyküler yer alıyor.
İlk öykü "Şeytanın Çırağı" bir cinayet sonucu hapse girmiş birinin eski bir dostu olan savcıya yazdığı mektupta tamamen gerçekleri anlatması yer alıyor. Bu öyküde insan ruhu ve kötülüğe evrilmesi vahsilesmesi ana tema olarak karşımızda yer alıyor.
İkinci öyküsünde ise "Onları öldürdü mü?" beni daha fazla etkileyen gidişatı ve sonucu insanı şaşırtan bir öykü . Yine ana tema insan ruhu, adalet ve ölüm (cinayet) yer alıyor.
Ben özellikle ikinci öyküyü çok beğendim kolay okunabilir bir çırpıda biten ve gerçekten insanı etkileyen öyküler...
Bence Türkçe'ye geç kazandırılmış bir yazar...
Herkese iyi okumalar...
192 syf.
8/10 puan verdi
Aganta burina burinata bir denizcilik terimi aslında .Teknenin suya inişi için verilen bir komut anladığım kadırıyla. Eser, Halikarnas Balıkçısının namı diğer Cevat Şakir Kabağaçlının kendisi gibi küçük yaştan itibaren deniz sevgisiyle büyüyen Bodrumlu bir deniz aşığının, hayatını anlatıyor.Mahmut,henüz çocuk yaştan itibaren denizci olan babasının yanında bir deniz sevdalısı olarak yetişir.Ancak ne var ki.babası ve karşılaştığı çevre denizcilik mesleğine sıcak bakmaz .Denizcilik mesleği tehlikelerle dolu ve bir o kadar meşakkatli ve getirisi az bir meslektir.Babası tarafından çırak verilir olmaz,okula yadırırlır o da olmaz;etrafında bulunanlar da onu başka yönlere çekmeye çalışır.Ancak onun içinde bitmek bilmeyen bir deniz sevdası yatar.Romanın otobiyografik öğeler taşıdığını söyleyebilirim.Halikarnas Balıkçısı da babasının işi sebebiyle önce Atina'da daha sonra ilk ve orta öğrenimini Robert Kolej'de tamamlamış,denizcilik eğitimi almak istediği halde babasının isteğiyle Oxford'da tarih eğitimi görmüş.Ancak içinde taşıdığı deniz sevgisi onu denizcilikle ilgili eserler yazmaya yönlendirmiş ve babasını öldürme suçundan dolayı kürek mahkumluğuna çarptırılarak,cezasını tamamlayınca tekrar Bodrum'a dönmüş.Yazarın parmak damgası adlı eserinden uyarlanan diziyi trtde izlemiş ve onu da çok beğenmiştim.Herkese iyi okumalar dilerim...
Raskolnikov'un Felsefesi
Suç ve Ceza Giriş
Hangi düşünceler daha önce hiç cinayet işlememiş bir insanı katil olmaya itebilir? Suç ve Ceza biz okurlara yeni katil olmuş birinin dünyasını gösteren ve bize sanki birini öldürmüşüz gibi hisler yaratan bir eser. Asıl hikâye baş karakterimiz Raskolnikov’un bir suç işlemesiyle başlıyor. Buradan sonra kendinizi Raskolnikov’un iç
Öğretmenim, Lütfen Bu Kitabı Okur Musun - Kitap Yorumu
"Karanlığa sürekli sitem eden biri olmaktansa, bir mum yakmayı tercih etmek daha insanca değil mi? Unutmayın, binlerce kilometrelik bir yol bile bir adımla başlar. Bu adımı atan siz olun. Yaptıklarınız sadece bir tek öğrencinin başarı şansını artırıyorsa dahi denemeye değer." (s. 48)
Eğitim ve öğretimin şart olduğu bir dünyada
90'ların ortalarında Show Tv'nin haberler öncesinden yayınlandığını hatırladığım Sıdıka.
Her şeye sinirlenen babası, yaptığı ilk yanlışta babasına gammazlayan annesi ve boş işlerden sorumlu abisiyle yaşar Sıdıka.
Kitaptaki tüm bölümler dizi bölümlerinin aynısıydı. Yazıldığı gibi yayınlanmış ya da yayınlandığı gibi yazılmış diyelim.
Küçük yaşlarımızda anlayamamışız ama o dönemde içinde olduğumuz güncel konuları mizahi yönle dikkat çekmeye çalışılmış. Okuyamayan Sıdıka eğer okumasına izin verilseydi acaba mesleği ne olurdu düşünmemek elde değil. Çocukluğuma gittim, gözlerim doldu, ne güzel günlermiş keşke hiç bitmeseymiş.
Günden Kalanlar, bu yılki okuma listeme aldığım kitaplardan Nobel ödüllü yazar Kazuo Ishiguro'nun -sanırım- en iyi eserlerinin başında geliyor. Kitabın gidişatına vakıf olacak kadar okuduktan sonra okurun dikkatini çekecek ilk husus, eserin dilinin oldukça yalın oluşu olacaktır. Öyle ki kitap boyunca herhangi bir edebi söz sanatına rast gelmeyiz.
