Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın, İstiklal Caddesi'nde oluşan hasarı görünce yanındaki İçişleri Bakanı Namık Gedik'e "Galiba dozu kaçırdık Namık" dediği de bir çok yerde iddia edildi.
Stefan Zweig çok karamsar bir adamdı. Üstüne üstlük oldukça da hiperaktif biriydi. Bu tespitlerimi bir yerlerden kesinlikle okumadım, tamamen benim fikrim. Peki neye mi dayandırıyorum bu savımı? Yazdıklarına elbette.
Kitaplarının çoğu yüz sayfayı bulmaz zira.(Kurmacalarını kastediyorum elbette) Oysa, modern romanlar çağıydı onun yaşadığı
Musa Anter, Nusaybin'de bir köy olan Zivingê(Eski Mağara)de doğdu. Nüfustaki ilk doğum yılı 1924 olarak kayıtlıydı. Ancak ilkokula yazılabilmek için yaşı büyütüldü ve 1920 yapıldı. 1917 ile 1920 yılı arasında doğduğu bilinse de, 1920 yılı onu doğum yılı olarak kabul edilir. Hangi yıl olursa
NOT : Sabahattin Ali'nin kitaplarını okumadan önce bu kitapla başlangıç yapmak daha güzel olur bence.
NOT : Sabahattin Ali hayranları burayaaaa :)
Sabahattin Ali... Nasıl bir insanmışsın sen, ben seni böyle tanımıyordum. Sırça köşk ile gülerdim bazen sana, Kuyucaklı Yusuf ile düşündürürdün beni, Kürk Mantolu Madonna ile aşka ısındırırdın ya da
" Celal Bayar, 27 Mayıs Darbe'sinden sonra müebbet hapis cezası aldığı Kayseri Cezaevi 'nde, günlüğüne 1 Ağustos 1962 günü şöyle yazar:
“Dreyfus davasını tetkik için kitap ısmarladım. İftira ve mahkeme yönünden bizimkine çok benzemektedir. Fransız milleti bu adaletsizliği tamir etmiştir... Bizde bir Zola, bir Clemenceau çıkmamıştır...”
Kızı
YouTube kitap kanalımda Bazı Yollar Yalnız Yürünür kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/cZco9tl4rBs
Binlerce kişinin okuduğu ve hatta yüzlerce kişinin epey yüksek puanlar verdiği, kitap fuarında bana sıkça sorulan bir kitabı yorumluyorum bugün, toplaşın. Yine çok acayip yerlere gittim...
Sabah duşunu her gün Ganj
İncelememe benim için bu eseri özetleyen Celal Bayar'ın 10 Kasım 1953 tarihinde Atamızı vatan toprağına defni esnasında yaptığı konuşma ile başlamak istiyorum.
'Atatürk...
Seni halife yapmak,padişah yapmak isteyenler oldu.
İltifat etmedin.
Milli irade yolunu seçtin.
Hayat ve Şahsiyetini milletinin hizmetine vakfettin.
Türk'ün gıpta ettiği,taziz
"Deniz kenarında doğdu, iki derya gibi gözle. Altın başaklar arasından fışkırdı, altın başak rengi saçlarla. Gözlerinin maviliklerinde bir hayat kaynağı vardı. Baktığını bağlardı kendine... O, kayalar kadar fakat kayalardan daha kuvvetli; O, denizler kadar fakat denizlerden daha engin; O, gökler kadar fakat göklerden daha yüksek; O, güneşler
Ben orhan veli
"yazık oldu süleyman efendiye"
mısra-i meşhurunun mübdii..
duydum ki merak ediyormuşsunuz,
hususi hayatımı,
anlatayım:
evvela adamım, yani
sirk hayvanı falan değilim.
Di 1943'yan de ez mudûrê "Dicle Talebe Yurdi" bûm. Rojekê du polês hatin Yurdê û ez girtim birim "Birinci şube" yê. Çawa ez ketim hundir,
sê-çar polês li min civiyan, bi pihînan, bi şeqeman û bi daran bi min ketin.
Ez şaş mam. Lawo ma min çi kiriye?
Mezinê wan got:
"Hi kurê kerê tu nizanî te çi kiriye?"
Min