ŞAHSEN BEN EVRiM iLE DiNİ İNANÇLARIN çelişmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünmüyorum. Hatta bilim ile din doğru bir biçimde anlaşıldığı takdirde, ikisinin çelişki içinde olamayacağını söylüyorum; çünkü ikisi farklı meseleleri ele alır. Bilim ve din dünyaya açılan iki farklı pencere gibidir. İki pencere de aynı dünyaya açılır, ama o dünyanın farklı yönlerini gösterirler. Bilim, gezegenlerin nasıl hareket ettikleri, maddenin ve atmosferin bileşimi, organizmaların kökeni ve uyum sağlamaları gibi, doğal dünyayı açıklayan süreçlere odaklanır. Din ise dünyanın ve insan yaşamının manası ve amacıyla, insanların yaratanla ve birbirleriyle kurmaları gereken doğru ilişkilerle, insanların yaşamlarına ilham ve yön veren yasalarla ilgilenir. Zahiri çelişkiler ancak· bilim ya da iman yahut çoğu zaman ikisi birden kendi sınırlarını aşıp diğerinin alanına tecavüz ettiğinde ortaya çıkar.
Bu kitap için baştan belirteyim; öyle 'false hope(yalancı umut)' pompalayan, insanları yapamayacakları şeylere teşvik edip, başarısızlıklarından nemalanmaya çalışan, piyasacı bir kitap kesinlikle ve kesinlikle değildir.
Fikrin yaratıcısı olan Genrich Altshuller tarafından ortaya konmuş pozitif bilimin alt dallarından biridir. Bilim dünyasında
Jean Piaget, çocuk zihniyetinin yetişkinin zihniyetiyle hiçbir ilişkisi olmadığını öne sürmüştür. Çocuğun mantığı kendine özgü olduğu gibi, ona göre, düşüncesi de benmerkezlidir. O kendisi için gelişir, kendi tarzında eğlenir; aklın kavramsal bilgileriyle ilgisi yoktur, çelişki bilmez. Çocuk ancak başkalarının düşüncesiyle temasa geçtiği zaman mantıklı olmaya başlar.
Piaget, 5 ila 6 yaşındaki doğal dünyalarındaki çocuklar hakkında görüşmeler ve gözlemler yaparak 6. yılda ahlaki düşünmenin nasıl geliştiğini anlama çalışmalarına başlamıştır. Bununla birlikte, ahlaki gelişim teorisi aynı prensiplerin çoğunu ifade etmektedir. Ve entelektüel büyüme için sağladığı bilişsel gelişim süreçleridir. Aslında, ahlaki gelişimin Piaget ve Kohlberg açısından incelenmesi, ahlaki bilişin belirli bir konusuyla ilgili olarak çocukların entelektüel gelişimlerini incelemek için bir yöntemdir.
Piaget Teorisi olarak bilinen teorisi, herkesin değişmez bazı düzeylerden geçtiğini ve bunların birbirinden ölçülebilir olarak ayrıldığını ortaya koymuştur. Bunların yanında, bilimsel gelişimi açıklamaya yönelik çok farklı ve kapsamlı bir bakış açısı ortaya koymuştur.
Kitap güzel ancak ben bu tarz kitaplarda biraz daha ne yapılması hakkında yönlendiren fikirleri seviyorum...
İyi okumalar:)..
Galile, “Matematik Tanrı’nın, evreni yazdığı dildir” diyordu. Tanrı’nın yarattığı evrenin de Tanrı’nın bir kitabı olduğunu ve Tanrı’nın kitapları arasında çelişki olamayacağını vurguluyordu.
Evrim teorisi, bilimsel bir teoridir. O, canlıların çeşitliliğini ve özelliklerini özel mekanizmalarla (doğal seleksiyon vb.) ve bir bilimsel temel üzerinde (evrim) açıklama anlamına gelir. O, aslen tanrıtanımaz değildir; pek çok Müslüman bilimsel delillerle güçlü bir şekilde desteklenen evrimi onaylamada ve inançları arasında hiçbir çelişki bulmaz. Muhafazakar bir bakış açısı (Müslüman, hıristiyan ve diğerleri) takınmak ve bunu dini bakış açısı olarak sunmak tamamen yanlıştır.
Din otoriterleri evrimi kabul etmekten korkarlar. Çünkü evrim teorisi aynı zamanda rastlantısallık içerir. Oysa bu açığa çıkışlara bakıldığında, organizmaların sürekli geliştiği ve bir hedefe doğru gittiği görülür. Bunu yönlendiren bir kaynak olduğunu sezen ve rastlantısallığı bu formülden çıkaran evrim denen sürecin kendisi bizzat mutlak Varlık’ ın her an yeni bir yaratımda bulunmasının ve sonsuz açılımlarına devam etmesinin ta kendisidir. Dinlerle hiçbir çelişki yoktur.