Bu tarz o kadar dergi çıktı ki karıştırmamak elde değil. Her ay konu ve kapaklarına bakarak hoşuma gidenleri alırım. Bavul dergisini de o çerçevede aldım. Düzenli aldığım, takip ettiğim bir dergi değil. Ama arada bu dergiyi almışlığım var. Peki, niçin bu sayı dersem: Tabii ki! Kapakta Cem Karaca ve Barış Manço olduğu için. Şöyle hızlı bir şekilde içinde baktıktan sonra aldım (eskiden bir reklam vardı: Tamek'se koy sepete diye, bizim ki de biraz ona benzedi)
İçinde ayrıca kapak resminin posteri verilmiş. O bile dergiyi almaya değer.
2.sayfada 'Şükrü Erbaş'ın yazısında bulunan şu cümleye bayıldım: Binalar, binalar...İnsanlar değil binalar düşmüş yollara. Sabahtan akşama, akşamdan sabaha, bir kapı ötekine, bir bina bir başka binaya gidip geliyordu.
4.sayfada 'İsmail Saymaz'ın ezogelin yazısındaki o meşhur "beni sarhoş eden ilk içki Calcium C Sandoz'du. Doğru. Bizde az içmemiştik 'kalsyum sandoz'dan.
O kadar okunacak alıntı yapılacak yer var ki! O yüzden kitap gibi dergileri de sevelim, okuyalım, okutalım.
Bavul dergisinin bu sayısını beğendim. Herkese öneririm.