Kur'an'da çoğunlukla salat kelimesi zekat kelimesi ile birlikte kullanılmaktadır, ki bu ikili ifade, "Sosyal yardımlaşma faaliyetleri ve bunları maddi olarak destekleme" anlamında olmaktadırlar. Ki bu salat aktiviteleri, temelde Sosyal dayanışma şeklinde, bazen toplu halde namazlı ve /veya Kur'an eğitimli olarak da
Samsun 19 Mayıs Lisesi’nde okuyordum. Sanırım lise 2'deydik. Bir edebiyat dersinde divan şiiri konusu işleniyordu. Hoca birkaç örnek beyit okudu. Birisi Fuzuli’dendi.
“Mende Mecnun'dan füzun aşıklık istidadı var
Aşık-ı sadık menem, Mecnun'un ancak adı var.”
O sırada Cem isimli bir arkadaşım parmak kaldırdı ve “Hocam, ben de bir şiir okuyabilir miyim?” dedi. Derslerle pek ilgili bir arkadaş değildi. Bu nedenle biz de şaşkınlık içinde kalmıştık. Ayağa kalktı ve başladı okumaya:
“Burası mabedim, burası dünyam.
Bırakıp gidemem, burada leylam.
Ah bir garip mecnunum, yücedir sevdam.
Beklemek ibadet, kalmak zulümdür.”
Bunun üzerine hocamız kendisine, “Aa çok güzel, bu da Fuzuli'den mi?” diye sordu. Onun cevabı ise şu oldu.
“Hayır hocam, Orhan Gencebay'dan.”
Mehmet Yılmaz - Samsun
O günlerde DSP Genel Başkanı Ecevit, Türkiye'yi yönetenleri Rauf Denktaş'ı arkasından bıçaklamakla suçlarken, ANAP lideri Mesut Yılmaz, Maraş'ı kimsenin Rumlara veremeyeceğini söylemekteydi. O sıralarda yeniden açılan CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı konumunda bulunan İsmail Cem ise, Özal'ın ölümü ile onun yerine