608 syf.
·
Puan vermedi
Hanefi Avcı. Emniyet teşkilatı'nda çok tecrübeli ve bir çok başarıya imza atmış bir isim. Açıkcası kitabın tamamını okuduktan sonra devletin kurumlarının nasıl çürüdüğünü, kurumların birbirine nasıl düşman edildiğini kendine has üslubu ile anlatmış. Özellikle "F TİPİ CEMAAT" adı verilen Fetullah Gülen in devletin kurumları içine nasıl sızdığını, devlete ve millete nasıl zarar verdiğini kitapta açık, net ve delilleri ile anlatmış. Zaten kendileri bu kitabı yazdıktan bir süre sonra göz altına alındı. Yaşamı boyunca aşırı sol terör örgütleri(Devrimci Karargah) ile mücadele eden Hanefi Avcı nın bu örgütle bağlantısı olduğunu öne sürerek trajikomik, akıllara zarar bir şekilde adamı bu örgüte bağladılar ve bununla suçladılar. Aynı Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi..
Haliç'te Yaşayan Simonlar
Haliç'te Yaşayan SimonlarHanefi Avcı · Angora Yayıncılık · 20102,229 okunma
Acı geldi mi tek tek değil, cümbür cemaat gelir...
Reklam
Öğle namazı okunduktan sonra cemaat musalla taşının çevresinde toplandı. İmam sordu: "Merhumu nasıl bilirdiniz?" Cemaat hep bir ağızdan haykırdı: "İyi bilirdik." Neyzen'in bir dostu bununla yetinmeyip, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çok iyi insan bilirdik. Mert adamdı, dost adamdı. Fakir fukara dostuydu. Sevda doluydu. Özgürlük aşığıydı. Nurlar içinde yatsın."
Sayfa 243Kitabı okudu
440 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel bir araştırma eseri. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemindeki İslamcı insanlardan sosyalizme, yazarların baba oğul ilişkilerinden Marx'a, Lenin'den Darwin'e, Ergenekon'dan Amerika'da eğitim gören polislere, Abdulhamit Han'ın servetinden, zararlı ve yararlı polis ve vali listelerine, cemaat kavgalarından Ziverbey'e pek çok konuda detaylı bilgi veren güzel bir kitap. Konuya ilgisi olanların mutlaka okuması gerekenlerden.
Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor
Bu Dinciler O Müslümanlara BenzemiyorSoner Yalçın · Doğan Kitap · 20151,169 okunma
"Dua kadar insanları birbirine yaklaştıran, bir araya getiren çok az şey vardır hayatta. Bu, inanıyorum ki, bütün dinler için, özellikle de, Allah'la insan arasında herhangi bir aracının varlığını zorunlu görmeyen İslam dini için bütünüyle doğrudur. İslam inancında ruhbanlığa, papazlığa ve hatta örgütlü bir 'kilise' kurumuna yer verilmemesi, cemaatle namaz kılarken her müslümanın kendini, ortak bir ibadet eylemine sadece katılan biri olarak değil, onu bizzat gerçekleştiren, ikame eden etkin bir özne olarak hissetmesini sağlamıştır. İslam'da törensel tapınma formları olmadığı için, cemaat namazına imamet etmek olsun nikah akdetmek yada cenaze namazını yönetmek olsun, herhangi bir ibadetin icrasında yetişkin ve akıl sahibi bir müslüman önderlik yapabilir. Allah'a ibadet için özel olarak 'görevlendirimiş' kimselere ihtiyaç yoktur İslam'da. Ulemanın yada müslüman topluma liderlik yapan kimselerin, sıradan müslümanlara göre, akaid ve hukuk alanında bir uzmanlık bilgisine sahip olmaktan başka bir ayrıcalıkları yoktur.''
Ya siz, Nasıl bilirdiniz çocukluğunuzu ey cemaat? Nasıldı Öldürdüğünüz birinin cenaze namazını kılmak?
Reklam
Camide "seri cinayet" işlendi. İsmailağa cemaatinin şeyhlerinden Bayram Ali Öztürk, Fatih İsmailağa Camii'inde vaaz verirken, bıçaklanarak öldürüldü. Müritlerinden olan katil de, cemaat tarafından linç edilerek öldürüldü. Polis raporuna "Kafasını mihraba vurarak intihar etti." şeklinde geçti! Polislerimizin raporları, laiklere göre başka dincilere göre başka verilmeye başlanmıştı. Kendi aralarında kapattılar. Katilin katilleri bulunamadı.
İlk kucak... İlk ocak... Hatice ilk cemaat... İlk Uyan... İlk doğrulayandı. Hz. Muhammed'in (s.a.v) imamlığında ilk namaz kılan ümmet makamındaydı... Hz. Hatice / Safiye Çetinkaya
Vatanın takati yoktur yeniden ihmale, Doludizgin gidiyor baksana izmihlale! Ey Cemaat, uyanın, elverir artık uyku! Yok mu sizlerde vatan namına hiç bir duygu Mehmet Akif Ersoy
Para bizzat cemaat olduğundan, karşısında başka cemaatlere tahammül edemez K.MARX
Reklam
Mehmet Akif Bey cuma namazında cemaate seslenirken: "Ey Cemaat! Bugün dünyada milyonlarca Müslüman var. Ne acıdır ki hiçbirinin istiklali yok. Yalnız biz istiklal sahibiydik. Ama biz de yüzyıllardır, elde ne varsa, yabancılara verip geri çekile çekile yaşıyorduk. Bunun sebebi dinimiz midir? Haşa.İslamiyet hayatı,aklı, mantığı, zamanın icaplarini reddetmez. İslamiyet dini, ölüler dini değildir. Ama batı dünyası ilim ve fende ilerlerken biz Müslümanlar ne yaptık? Her şeyi Allah'a havale ve emanet edip tembellik, cehalet ve bağnazlık içinde donup kaldık. Sonuç ortada: Dilenerek yaşayan hükümetler; harabeler, ekilmemiş tarlalar,yakılmış ormanlar, hastalıklar, hurafeler, üfürükler, yolsuz, okulsuz köyler, pis şehirler. Milletin hayrı için ne düşünsen "Olmaz!" diye dikilen ilimsiz hocalar. Her yeniliğe " Biz dedemizden böyle görmedik" diye karşı çıkanlar. Milletlerin hayatında duraklamak bile ölmek demek iken, biz tamamen durmuşuz. Görünen köy klavuz istemez. Yaşadığımız, ilkel bir hayattır. Peki, batı ne halde? Gemileri denizleri aşıyor. şimendiferleri dünyayı geziyor,uçakları havalarda dolaşıyor, ilim adamları hayatlarını araştırmaya adamış, halk ise düzenli olarak çalışıyor ve okuyor. Durum bu Fakat kudretleri arttıkça hırsları da çoğalıyor. Asyayı Afrikayı bitirdiler şimdi sıra bize geldi. Sevr Anlaşmasını okumuşsanız da anlamışsınızdır ki bunların bizden istedikleri artık toprak moprak değil, bu defa canımızı, varlığımızı istiyorlar.
Sayfa 522Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.