Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Haykırıyorum: “Cemal! İhsan! Bak benimde iki bacağım koptu, kafam parçalandı. Bana karşı sevginiz de aşağı eğilen bir şey vardı. Niçin bunları görmeden öldüğünüz? Ben de bu ezeli şeyler için, bayrak için namus için parçalandım.”
Sizlere müjde ! ■ Mahbublarınızdan nihayetsiz firakların yaralarını tedavi edip merhem süren bir Mahbub-u Bâki'niz var. Madem o var ve Bâki'dir, başkaları ne olursa olsun merak çekmeyiniz. ● Belki o mahbublarda, sebeb-i muhabbetiniz olan hüsn ü ihsan, fazl u kemal, o Mahbub-u Bâki'nin cilve-i cemal-i bâkisinden çok perdelerden geçip, Gayet zayıf bir gölgenin gölgesidir. □ Onların zevalleri, sizleri incitmesin. # Çünki onlar bir nevi âyinelerdir. ■ Âyinelerin değişmesi şaşaa-i cemalin cilvesini tazeleştirir, güzelleştirir. Madem o var, herşey var.
Reklam
لَهُ الْحَمْدُ Yani: Bütün mevcudatta sebeb-i medh ü sena olan kemalât onundur. Öyle ise, hamd dahi ona aittir. Ezelden ebede kadar her kimden her kime karşı gelen ve gelecek medh ü sena ona aittir. Çünki sebeb-i medih olan nimet ve ihsan ve kemal ve cemal ve medar-ı hamd olan herşey onundur, ona aittir. (Mektubat 236.sh - Risale-i Nur)
·        Fakat gafletten kurtulan evvelki adam, o şedid şefkatin elemine karşı ulvî bir tiryak bulur ki;   ■ acıdığı bütün zîhayatların mevt ve zevalinde ■ Bir Zât-ı Bâki'nin bâki esmasının daimî cilvelerini temsil eden âyine-i ervahları bâki görür; şefkati, bir sürura inkılab eder.   ·       Hem zeval ve fenaya maruz bütün güzel mahlukatın arkasında ■ bir cemal-i münezzeh ve hüsn-ü mukaddesi ihsas eden bir nakş ve tahsin ve san'at ve tezyin ve ihsan ve tenvir-i daimîyi görür. ■ O zeval ve fenayı Tezyid-i hüsn ve Tecdid-i lezzet ve Teşhir-i san'at için bir tazelendirmek şeklinde görüp, lezzetini ve şevkini ve hayretini ziyadeleştirir. 
Beşer, fıtraten, şu kâinatın Hâlıkına karşı hadsiz bir muhabbet üzerine yaratılmıştır. Çünkü fıtrat-ı beşeriyede cemâle karşı bir muhabbet ve kemâle karşı perestiş etmek ve ihsana karşı sevmek vardır. Cemal ve kemal ve ihsan derecâtına göre o muhabbet tezayüd eder, aşkın en müntehâ derecesine kadar gider. Bediüzzaman Said Nursi
Reklam
Müslüman dünya görüşünde iyilik ve güzellik, cemal ile kemal birbirinden ayrı değildir. İslam estetiğinin iki temel kelimesi, hüsn (hem iyi hem güzel) ve ihsan (bir şeyi iyi ve güzel şekilde yapmak) bunun ispatıdır. Her şeyin güzelliği ona uygun olan kemalindedir. “Güzel olan, başka bir şey için değil bizatihi kendisi için istenir. Mal, mülk para vb. şeyler insanın hayatını idame ettirmesine yardımcı olduğu ve kolaylaştırdığı için istenir. Güzellik ise sadece kendisi için arzu edilir. Bu yüzden güzellik araçsallaştırılamaz. Araçsallaştırılan şey, güzel olmaktan çıkar, değerini kaybeder…” Güzellik, varlığın özünden neşet eder ve insanı elinden tutarak dikey bir yolculuğa çıkarır. Elbette insan isterse ve böyle bir yolculuk için hazırsa…
Sayfa 173Kitabı okudu
992 öğeden 631 ile 640 arasındakiler gösteriliyor.