"Perdesiz pencereme şafakla söktüğün an,
Gelip de başucumda boynunu büktüğün an,
Pınar dudaklarından ismimi döktüğün an;
İçimdeki yanardağ söner diye bekledim…
Ne sıkmağa ferim var, versen bile elini,
Ne sarmağa mecâlim, o şahane belini.
Alnımda hayal edip minicik mendilini;
Rayihası tenime siner diye bekledim…
Dudaklarımda tekbir, ellerim göğe açık,
Sen diye irkilirim, ses duysam en ufacık.
O siyah gözlerini, bir daha, son defacık,
Dünya gözüyle görmek hüner diye bekledim,
Hüner diye bekledim, hüner diye bekledim..."