CEMAL SAFİ İLE SÖYLEŞİ Erol ÖZDEMİR. Allah Rahmet Eylesin
Cemâl Sâfi, şairlik yeteneklerine sahip Azeri kökenli bir babanın oğludur. Ailede şair var mıydı diye sorduğumuzda, “Kurcalayınca bir yerden çıkıyor” diye cevap vermektedir. Samsun’da doğmuştur. 20 yaşından beri Ankara’da oturmaktadır. Türk şiirinin duayenlerindendir. Soğuk bir kış günü, Aydınlıkevler’deki bürosunda, onunla sıcak bir sohbet imkânı bulduk. Şiiri, baştan sona konuştuk. Neden “İlle de sevgi” diye sorduk. Ayrıntılı olarak anlattı. Hatta sevginin, damıtıldığı zaman aşka dönüştüğünü dile getirdi. İlginç bir şairimizdi. 38 yaşında ilk ciddi şiirlerini yazmaya başladı. 50 yaşından sonra kitapları yayımlandı. 1989 yılında “İmkânsız’ı başardı. Pencereden bakmayan, yollara bile çıkmayan sevgi gerçeğini, O, rüyalarında bile yakalayabileceğini o yıllarda haykırıyordu: Yıldızlara baktırdım fallara çıkmıyorsun Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa Pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa. 1990 yılında ise gözleri uykuyla barışıyor ve vurgun da sayılsa, sürgün de sayılsa sevginin yüceliğini, şiir sanatının en üst mertebesine kazıyordu. Üstelik ülkemizin en güçlü bestekârlarına ve ses sanatçılarına da tescil ettirerek: Gözlerim uykuyla barıştı sanma Sen gittin gideli dargın sayılır Ben de bir zamanlar sevildim amma Seninki düpedüz vurgun sayılır. Ne kadar zulmetsen ah etmem sana Her iki cihanda gül kana kana Seninle cehennem ödüldür bana Sensiz cennet bile sürgün sayılır. ŞAİRİN GÖNLÜ DOLMAKALEMİ, DUYGULARI İSE MÜREKKEBİDİR