Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Halide Edip ve Cemal Süreyya'nın gölgeleri hiç kimsenin duymadığı bir ezgiyle dans ediyorlar Sultan Ahmet Meydanı'nda. 1919 Mayıs'ında binlerce insan da, genç Halide'nin okuduğu hürriyet şarkısıyla dans etmemiş miydi?
Vahideddin Divanıharbiyle yabancı işgal kuvvetlerinin, İstan­bul’da birbirleriyle, vatanseverler tevkifinde yarışa girdikleri o günlerde, meselâ 1919 ocak-şubat aylarında ortada tuhaf bir durum vardır. İderide, Anadolu’da başlayacak millî Mücadele­ nin hemen bütün önder şahsiyetleri o sırada, İstanbul’da toplanmış bulunuyorlardı: Mustafa Kemal Paşa, İsmet Bey (Pa­şa), Fevzi (Çakmak) Paşa, Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet Paşa, Rauf Bey, Kara Vasıf Bey, Nureddin Paşa, Kemaleddin Sami Paşa, Mersinli Cemal Paşa, Adnan Bey (Adıvar), vb. Sonra da aynı hareketin fikir ve kalem kadrosu: Falih Rıfkı, Ruşen Eşref, Yunus Nadi, Halide Edip, Hüseyin Ragıp, Akçeraoğlu, Ziya Gökalp, Hamdullah Suphi vb. Yani ge­leceğin reisicumhurları, başvekilleri, zaferi kazanacak kuman­danları, kalem, fikir ve siyaset adamları İstanbul’da, işgal kuvvetleri ile Vahideddin divan-ı harbinin elleri altındaydılar...
Sayfa 371
Reklam
Cemal Süreyya'nın da dediği gibi "Olmadığı zamanlarda birine bile sadık kalmak Her yüreğin harcı değildir".
Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal *** Cemal Paşanın gönderdiği bir mektupta, bizim vaziyet ve işlerimizle uymayan ve hâlâ eski zihniyetin idaresine matuf tavsiyelerinden anlaşıldığına göre, kendisi Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetini keyif ve arzuya göre idare edilir zannediyor. Ben milleti, İttihat ve Terakki bayrağı altına davet edemem. Ankara'ya nasihat vermek değil, Ankara'nın tamamen noktai nazarı ve talimatı dairesinde hareket etmekle faydalı olabileceklerini ve binaenaleyh, fikrini tashih edinceye kadar, kendisi ile münasebetimin devamında mazur olduğumu tebliğ etmenizi rica ederim.»
M.Kemal ile Cemal Paşa mektuplaşmaları.Kitabı okudu
Mersinli Cemal Paşa
Cemal Paşa'nın çalışmaları sonucunda Isparta'da "Isparta Gönüllü Mücahitler Teşkilatı" kuruldu. Bu teşkilat tarafından Cemal Paşa'ya gönderilen telgrafta "zillet ve meskenetle yaşamağa mes'udane şahadeti tercih edeceklerini" belirtilerek mücadeleye hazır oldukları bildiriliyordu.
Cemal Süreyya'nın kıskançlığı...
Daha da acısı vardır ama O da sevdiğin kadının Karşı tarafı ziyaret etmesidir Bu bir nezaket ziyareti de olsa Düello gerçekleşmemiş de olsa Acıdır bu Ondan da ondan da
Reklam
Yazarlık hayali ve Süreyya ismi, 1945 yazında Bilecik sıcağında düşer Cemal Süreya'nın aklına. Babasına yardım etmek için onunla birlikte çalışmaya gider ve çadır bekçiliği görevini üstlenir. Her bulduğu kitabı okuduğu o dönemlerde, birdenbire tüm yazarların üç ismi olduğunu sezer ve kendi soyadını da beğenmediğinden "Süreyya" ismini bulur kendine, o dönem kullanmasa da daha sonra kullanmak üzere aklına kazır bu ismi. 1947-1948 eğitim yılında başarısını bir kere daha kanıtlayarak İstanbul Haydarpaşa Lisesi'ne parasız yatılı olarak başlar. Haydarpaşa Lisesi Edebiyat G sınıfında geçen bugünler de edebiyatla içli dışlıdır.
Sayfa 3 - Betül Şükür / ANADAN DOĞMA ŞAİR: CEMAL SÜREYAKitabı okudu
''Cemal Süreyya'nın da dediği gibi, hisler söylenmemeli, hisler hissettirilmeli."
Sayfa 407Kitabı okudu
Mütareke metninin Adana'da Mustafa Kemal'in eline geçtiği gün, Türkiye'nin başlıca harp mesulleri ve İttihat ve Terakki'nin mutlak hakimleri olan Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa, bir Alman ekibi tarafından idare edilen eski bir denizaltı ile, İstanbuldan ayrılıyorlardı. Bunların hepsi yurt dışında ve yabancı kurşunlarla can verdiler.
Edirne'nin elden gitmesi, iktidarı bir darbe ile ele geçiren İttihatçıların itibarını da sarstı. Muhalefet intikam peşinde idi. 11 Haziran 1913'te Sadrazam Mahmut Şevket Paşa, muhalefet partisi fedaileri tarafından Beyazıt Meydanı ile Divanyolu arasında öldürüldü. Bu olayı iktidarın terörü takip etti. İdamlar, sürgünler ve İstanbul şehri muhafızı Cemal beyin sert idaresi başladı. Yeni kabinenin başına İttihatçılar Mısırlı Sait Halim paşa isminde bir gölge sadrazam geçirdiler. Talat bey kabinenin en güçlü üyesi oldu.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal'in Suriye arkadaşları, o günlere ait renkli hatıralar nakletmişlerdir. Şam mahallelerinin sapa bir yerinde ve bir sürgün evinde üç kişi arasında «Vatan ve Hürriyet Cemiyeti»nin kurulduğu geceden sonra, Mustafa Kemal'in uykuları kaçmıştır. Geceleri uyuyamaz. Şam'ın zenginleriyle orta hallileri, kayısı ve üzüm kokan
Orhan Veli'nin yaptığı edebiyatı tasvir için, " Türk şiirine kasket giydiren adam"' demiştir Cemal Süreyya
Cemal Süreyya'nın,"Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek"dediği ..
Sayfa 106
O zamanki Türk-Yunan meseleleri ile, Gazi Mustafa Kemal'in Yunan siyaseti hakkında, o devrede Türk-Yunan Mübadele Komisyonu reisi ve Muhtelit Mübadele Heyetinde bir aralık Türk heyeti başkanı olarak çalışan (sonra vekil ve sefir) Cemal Hüsnü Taray'ın, gerek Türk-Yunan münasebetlerinin gelişmeleri, gerek Gazi Mustafa Kemal'in Balkan siyaseti hakkında ilgi çekici, fakat yayınlanmamış hatıraları vardır. Bu hatıralar şunu göstermektedir ki Gazi, iki taraf arasında, günlük, kısır ve çapraşık çatışmaların aleyhinde idi. Bunların mutlaka temizlenmesini istiyordu. Gene şu anlaşılmaktadır ki, Gazi'nin bütün ümit, emel ve gayreti, Türkiye'nin batısında ve Balkan Avrupasında, en az Tuna'ya kadar varacak bir ittifaklar ve emniyet bölgesi kurmaktı. Buna çok önem veriyordu. Kendisi de aslında bir Rumelili, bir Balkanlı ve bir süre Sofya'da, Belgrat ve Karadağ'a da şamil ataşemiliterlik yapmış bir eski kurmay olarak, Balkanların havasını, Balkanların mizacını iyi biliyor ve bölgeye değer veriyordu. Böyle bir Balkan ittifakının lideri ve Avrupa'nın bu sıfatla da sözü geçer adamı olmak… Öyle sanıyorum ki bu onun belki biraz masum, fakat hiç şüphe yok ki doğru ve yerinde bir hayali idi.
Sayfa 316 - Remzi kitabeviKitabı okudu
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.