Türk düşünce dünyasının en önemli sembollerinden birisi Cemil Meriç'tir. Bu Ülke’deki seçkilerini okuduğunuzda neden öyle olduğunu çok daha rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Bununla birlikte, kendisinin yazıları ve düşünceleri ile mücadele verdiği “-izmler” ona dışarıdan bakanları pek önceden esir aldığı için, herkes kendi ideolojisi ve “-izmi” doğrultusunda bir Cemil Meriç yaratmaya çalışmıştır. Kimine göre Marksist, kimine göre gelenekçi, bazı yönleriyle Türkçü, bazı yönleriyle Jön-Türk, bazı yönleriyle manevi hassasiyetleri ağır basar. Oysa onun kendisi ile ilgili söylediği gibi, geçen yıllar boyunca büyük bir değişiklik yoktur kendisinde.
Bugün doğudan gelen şeylere aşağılayıcı ve tahkir edici bir şüpheyle bakarken, batıdan gelenlere sorgusuz kucak açmanın "bitaraf entelektüel" olmanın ön şartı olduğu bir ülkede; kültür, aydın, entelektüel kelimelerinin tanımının dahi yeni baştan yapılması şarttır. Kitabı okurken, bir yandan Meriç'in aydınlığında aslında uzun süredir size yanlış geldiğini hissettiğiniz ama belki de adlandıramadığınız bir hassasiyetin ışığını yudumlarken, öte yandan geçen yılların, yazılanların, söylenenlerin toplumumuz üzerinde pek tesirli olmadan, daha da yozlaştığımızı özümseyeceksiniz. İletişim Yayınları tarafından, Cemil Meriç'in diğer kitaplarından bazı yazıların da Bu Ülke içerisine alındığını da bir kenara not etmelisiniz.