Roman, yazarın Paris sokaklarında gezerken şahit olduğu bir idamın, kendisi üzerinde bıraktığı tesir üzerine yazılmış. İhtilal sonrası dönemde elbette mutlak monarşi yıllarından keskin ve kesin bir kopma görülmemiş. Hatta kitabın yazıldığı 1829 yılı, devrim öncesine dönme hevesinde olan otorite yanlısı Kral X. Charles'ın hüküm sürdüğü zamana denk geliyor. İşte böyle bir zaman diliminin izlerini taşıyan ve ölümünü bekleyiş halindeki idam mahkumunun yaşadığı sancıları resmeden kitabın, idam cezasına karşı bilinç uyandırma amacıyla yazıldığı söylenebilir. İhtilal sonrası liberalizm etkisi ve toplumsal zihninde meydana gelen değişim yazar tarafından yeterli seviyede görülmemiş olmalı ki, yayınlandığında yazarın ismi belirtilmemiş. Nitekim otuz küsür yaşındaki devrimin coşkusuna rağmen, yayınlandıktan sonra bazı çevreler tarafından da tepki almış.
1830 yılında liberal burjuvaya yakın olarak bilinen Louis-Philippe'in yeni bir ayaklanma sonucu tahta çıkması idam karşıtlarını umutlandırmış ama onun döneminde de idam uygulaması devam ettirilmiş ve Fransa'da idam uygulaması, yazarın ölümünden 96 yıl sonrasına, 1981 yılına kadar devam etmiş. Keyifle okunabileceğini sanmadığımdan, iyi okumalar dileyelim.
