Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşte oğlum servetle iktisap edilen, beşer cinsinin uğrunda azap çektiği nimetlerin ne kadar süreksiz olduğunu görüyorsun; zira yeryüzünde mevcut bulunan ve ezelden beri mevcut olmuş olan tekmil altınlar, şu yorgun ruhların tek bir tanesini bile bir an için istirahate kavuşturamağa Kadir değildir.
Reklam
Bilmez misin ki insan tekâmül ettiği nisbette zevki ve azabı daha kuvvetle hisseder?
Affetmenin gerçek anlamı, kendinizi affetmektir. Affetmek, düşüncelerinizin ilahi uyum yasasıyla aynı doğrultuda olmasıdır. Kişinin kendi kendini kınamasına cehennem denir (esaret ve kısıtlama); affetmeye ise cennet denir (uyum ve huzur).
Sayfa 204
Kimi insan var, cenneti cehennem, kimi insan var cehennemi cennet yapar.
Sayfa 49
Reklam
Günümüzde cehennem kendilerine inananlann, cennet ise paralı askerlerin mekanıdır.
"Başarısızlığa uğramamak için her türlü insani olasılığı değerlendirmeye karar vermiştim. Bu tür bir fikir anne karnındaki bir bebek gibi ancak zaman içinde gelişip büyüyebilir. Başlangıçta umutsuz, şekilsiz, yalnızca tutkuları ateşleyen bir histen ibarettir. Ama ateşlediği tutkular müthiş derecede kudretlidir. Sonra ağır ağır gelişir ve kişiyi başka hiçbir şey göremeyecek, düşünemeyecek hale getirerek etkisi altına alır. Artık kişinin tek arzusu bu fikri vücuda getirmek, bu olağanüstü canavara can vermektir. İnsanın içinde bu türden bir tutku uyanmışsa gerçekten de aklını kaçırmış sayılabilir. Artık doğru mu yanlış mı, iyi mi kötü mü gibi şeyler umurunda bile değildir. Kişi görülmez bir gücün emrine girmiştir sanki. Tek bildiği şey artık bir vasıtaya dönüştüğü, kendisinden çok daha kudretli bir şeyin kölesi olduğudur. Üstelik bu kudretin kaynağının cennet mi cehennem mi olduğu da umurunda değildir."
Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey varsa o da cennete ya da cehenneme gitmek için ölümü beklememizin gerekmediğidir çünkü her insan kendi cennetini de cehennemini de içinde taşır. İçin için cennet bahçelerinde gezinir, Kevser şarabını yudumlar, Aden ikliminin huzurunu içine akıtır veya tam tersi olur. Kendi yüreği zebanisi, odunu, ateşi, koru, közü, cehennemi hâline gelir. Sadece birkaç ay içinde, yıllar boyu cennet sandığım iç dünyamın nasıl cehenneme dönüştüğünü görmüştüm. Aldatılmış ve en güvendiğimin ihanetiyle bin şiddetinde bir deprem enkazının altında kalmıştım. Bedenim sanki beni kendi etimin enkazında bırakmak istercesine kilo üstüne kilo almıştım. Şimdi cehennem de bendim zebani de. Kendi ateşimi kendim korluyor, yediğim her lokmayla kendi cehennemime odun taşıyordum.
Sayfa 124Kitabı okudu
Hem hiçbir cihette imkânı var mı ki; bu kâinatı öyle bir kitab tarzında yazar ki, herbir ağacın bütün tarihçe-i hayatını bütün çekirdeklerinde kaydeden ve herbir otun ve çiçeğin bütün vazife-i hayatiyesini bütün tohumlarında yazan ve herbir zîşuurun bütün sergüzeşte-i hayatiyesini hardal gibi küçük kuvve-i hâfızasında gayet mükemmel yazdıran ve bütün mülkünde ve devair-i saltanatında her ameli ve her hâdiseyi müteaddid fotoğraflarla alarak muhafaza eden ve rububiyetin en ehemmiyetli bir esası olan adalet, hikmet ve rahmetin tecellileri ve tahakkukları için koca Cennet ve Cehennem'i ve Sırat ve mizan-ı ekberi yaratan bir Hâkim-i Hakîm ve bir Alîm-i Rahîm, insanların kâinatı alâkadar eden amellerini yazdırmasın ve mücazat ve mükâfat için fiillerini kaydettirmesin ve seyyiat ve hasenatlarını kaderin levhalarında yazmasın? Hâşâ, kaderin levh-i mahfuzunda yazılan harfleri adedince hâşâ!
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.