Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye.
Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
Şehitler (şüheda) hayatı:
"Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar, yalnız daha iyi bir aleme gittiklerini biliyorlar.
Büyük bir saadetle lezzet alıyorlar.
Allah (cc) mekanlarını cennet eylesin.Ailelerine sabır versin.
#Alevler İçinde
Gelemedi bir yardım kaldıkmı?
Ekmek parası ne yaparsın
Alevlerde içindeyiz
Kör bir duman ciğerlerimize doluyor
Bahar gelmiş de köyüme,
Varamadım ah ben anam.
Hasretim yeter büyüme,
Kıramadım ah ben anam.
x
Nur içinde kalsın serin,
Cennet mekân olsun yerin,
Ayrılık yarası derin,
Kur’ân-ı Kerîm’in bazı âyetleri ve sureleri, başka başka mekânlarda nâzil oldu. Bazısı Mekke-i Mükerreme’de bazısı Medîne-i Münevvere’de bazısı da başka mekânlarda inmiştir. Çünkü buralar, lisân-ı hâlleriyle Allâhü Teâlâ’dan, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile şereflenmek istemişlerdi. Nitekim Mîrâc-ı Nebevî’deki bir hikmet de şudur:
Yedi kat gök, sekiz Cennet, Arş, Kürsî, Levh, Kalem ve Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin Mîraç’ta teşrîf buyurmuş olduğu her mekân ve orada bulunanlar, dilleriyle ve lisân-ı hâlleriyle hakkında -meâlen-: “Ve seni ancak bütün âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ Sûresi, âyet 107) buyurulan Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafâ’yı (s.a.v.) görmek, onun ayağının tozunu gözlerine sürme ederek şereflenmek için Cenâb-ı Hakk’a niyâz etmişlerdir.
Cenâb-ı Hak, onların bu ilticalarını kabûl eyledi. Resûlüne Miraç mucizesini ihsan buyurdu. Cenâb-ı Hak dünyada kabrini ziyareti, âhirette de şefâatine nâiliyyeti cümlemize nasip eylesin. Amin.
30 Mart 2024
Fazilet Takvimi
Kur’ân-ı Kerîm’in bazı âyetleri ve sureleri, başka başka mekânlarda nâzil oldu. Bazısı Mekke-i Mükerreme’de bazısı Medîne-i Münevvere’de bazısı da başka mekânlarda inmiştir. Çünkü buralar, lisân-ı hâlleriyle Allâhü Teâlâ’dan, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile şereflenmek istemişlerdi. Nitekim Mîrâc-ı Nebevî’deki bir hikmet de şudur:
Yedi kat gök, sekiz Cennet, Arş, Kürsî, Levh, Kalem ve Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin Mîraç’ta teşrîf buyurmuş olduğu her mekân ve orada bulunanlar, dilleriyle ve lisân-ı hâlleriyle hakkında -meâlen-: “Ve seni ancak bütün âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ Sûresi, âyet 107) buyurulan Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafâ’yı (s.a.v.) görmek, onun ayağının tozunu gözlerine sürme ederek şereflenmek için Cenâb-ı Hakk’a niyâz etmişlerdir.
Cenâb-ı Hak, onların bu ilticalarını kabûl eyledi. Resûlüne Miraç mucizesini ihsan buyurdu. Cenâb-ı Hak dünyada kabrini ziyareti, âhirette de şefâatine nâiliyyeti cümlemize nasip eylesin. Amin.
Ve mü’min bilsin ki bu yalnızlık uzun sürmeyecektir. Bilakis bu yalnızlık yolun gelip geçici engellerinden biridir.. Sonra bir gün gelecek ki ona çadırlar görünecek ve onu karşılayan cennet ehli yanına çıkıp selâmetle ulaştığı mekân için onu tebrik edeceklerdir. İşte gözünün aydınlığa kavuşacağı sevinç günü o gündür, «Keşke, Rabb’imin beni bağışladığını ve beni ikrâma mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!» diyeceği gün..
İbnu’l Kayyim (rahimahullah)
Bu aksam erken kepenk kapatıyorum sahura kadar meşhur İsviçreli psikiyatr Carl Gustav Junga 22 bin tesbihatım vardı onu bitirmem gerek mekan cennet evliyahulllah bi insandır benim nazarımda