Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Modern çağda devletler neredeyse kutsandıkları, her yerde hazır ve nazır oldukları ve ellerinde muazzam bir güç biriktirdikleri için olsa gerek, çoğunlukla devlet hep var olmuş ve hep var olacak bir örgütlenme biçimi/güç olarak sorgusuzca benimsenir. Bu yüzden tartışmalar ya da fikir yürütmeler “devletin gerekli veya ahlâkî olduğu kabulü elde var bir”den başlar ve “devletin nasıl bir örgütlenme olması gerektiği” üzerine yürütülür. Oysa devletin nasıl bir örgütlenme olması gerektiği sorusu ikincil düzeyde bir sorudur ve ancak “devlet gerekli midir” veya “devlet ahlâken meşru mudur” gibi birincil düzeydeki soruşturmanın şu ya da bu doğrultuda cevaplanması üzerine yükselebilir.
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Minarkizm tabirinin, esas olarak klasik liberalizmin temsil ettiği fikriyata denk düşen ve daha yenice bir kavram olduğunu söyleyebiliriz. Anarko-kapitalizm kavramı ise liberteryen değer ve ilkelerle tutarlılık gözetilecekse, “devlet ahlâken meşru mudur” ve “devlet gerekli midir” sorularına olumsuz yanıt vermek zorunda olduğumuzu ileri süren ve zaman zaman bireyci anarşizm veya serbest piyasa anarşizmi gibi tabirlerle de ifade edilen bir fikriyatı tanımlamaktadır.
Reklam
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Liberteryenler (doğal hukuk ve doğal haklar etiğini benimseyen liberteryenler) kendinin sahibi olma (self-ownership) ilkesi ve saldırmazlık (non-aggression) aksiyomu çerçevesinde özetlenebilecek temeller üzerine oturan bir hak etiğini meş- ruiyetin tek ve mutlak ölçüsü olarak kabul ederler.
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Nozick, her ne kadar bunu hiçbir yerde açıkça belirtmemişse de, doğal hakları kendinin sahibi olma hakkı veya ilkesi (self-ownership) üzerine inşa etmektedir. Liberteryen gelenek açısından haklara ilişkin bu anlayışta yeni bir şey yoktur. Bununla birlikte, Nozick doğal haklar anlayışını Locke’ta bulunan bazı tutarsızlıklardan kurtararak kendinin sahibi olma ilkesini nihaî mantıkî sonuçlarına kadar götürmüştür. Kendinin sahibi olma hakkını aslında insanların bütün haklarına kaynaklık eden ve diğer her türlü hakkın türetildiği “doğurgan ana hak” olarak ele almak daha yerindedir. Kendinin sahibi olma ilkesi insanların haklar adı altında ifade edilen her türlü yetkilerinin gelip dayandığı kaynaktır. Bu anlamıyla kendinin sahibi olma hakkı en basit haliyle kişinin kendi bedeni, organları, yetenekleri, enerjisi, emeği, zamanı ve bunların toplamından oluşan hayatı üzerinde sadece ve sadece kendisine bir yetki verir ve kişiyi kendi kendisinin egemeni yapar
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Locke kendinin sahibi olma hakkı çerçevesinde, diğerleri karşısında bireylerin kendisi üzerinde mutlak ve tam bir egemenliğe (elbette bu egemenlik diğerlerinin haklarına müdahale etmeme koşuluna bağlıdır) sahip olduğunu kabul ederken, “kendi kendisi karşısında” bu egemenliğine bazı sınırlamalar getirir. Bu sınırlamaların tam ve açık bir teorik
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Nozick’e göre tek tek bireylerin iyileri dışında, kendi iyiliği bulunan ve bunun için fedakârlık yapılması gereken bir sosyal bütün yoktur. Bu nedenle bireyleri toplum için fedakârlık yapmaya zorlamak, aslında “birilerini başka insanların menfaatleri için kullanmak ve diğerlerine menfaat sağlamak” demektir (Nozick 2000:66; Uslu 2007:212). Böyle bir durum, bireylerin ayrı varlıklar olarak ele alınmadığının ve onların her birinin ahlâken eşit olmadığının kabulü anlamına gelir.
Reklam
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Hak ihlalcisi haklarını, yaptığı ihlal oranında ceza olarak kaybededer. Hak ihlali zorlamayı meşru kılan tek unsurdur. Kişiyi rızası dışında bazı şeyleri yapmaya veya yapmamaya zorlamanın tek meşru yolu, o kişinin hak ihlalcisi olması durumudur. Zorlamayı veya güç kullanmayı meşru hale getiren bu yegane koşul aynı şekilde devletler için de geçerlidir.
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Zor kullanmaksızın bireylerin sınırlarını geçişken yapan temel unsur kişinin gönüllü rızasıdır. Kişiler kendi egemenlik ve kontrollerinde olan bedenlerini, hayatlarını, özgürlüklerini ve mülklerini diledikleri kişilerle ve diledikleri koşullarda pazarlık veya anlaşma konusu yapabilirler. Bireyler gönüllü rıza ile dokunulmaz olan sınırlarını başkaları için açabilirler. Bireylerin, kendi sınırlarını aşmaları için diğerlerine verecekleri vizeler, kendilerine zorlama yapılması ve şiddet uygulanması gibi konular da dahil her şekilde düzenlenebilir. Gönüllü rıza, kendinin sahibi olma hakkı çerçevesinde gayri meşru olan her eylemi meşru hale getirir.
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Nozick sivilsiyasî topluma geçişi “birden bire” ve “bir seferde” yapılacak hipotetik bir sosyal sözleşme ve hipotetik genel bir rıza kavramıyla açıklamayı yetersiz bulur. Bunun yerine, devletin ortaya çıkışını, Adam Smith’in serbest piyasanın işleyişini anlatmak için kullandığı “görünmez el” kavramına başvurarak açıklar (Nozick 2000: 49-55). Nozick’in yöntemini, klasik sosyal sözleşme teorilerinde bulunan yönetilenlerin rızasına ilişkin bazı problemleri teşhis etme ve gidermeye yönelik olumlu bir girişim olarak bulanlar vardır (Morris 2005). Nozick doğal durumdan devletin ortaya çıkışını, zaman içinde ve görünmez bir elin işlemesiyle aşama aşama gerçekleşen bir olay olarak tasvir eder. Locke’un doğal durumdaki insanları doğal durumun sakıncalarından kurtulmak için, bilerek ve niyet ederek bir devlet kurarlarken, Nozick’in doğal durumdaki insanları tek tek kendi çıkarları ve kendi hedeflerinin peşinden giderken ve verimli/kârlı mübadele yolunu izleyerek, niyet etmedikleri başka bir amacın (veya amaçların) yani minimal devletin ortaya çıkmasına hizmet etmiş veya yol açmış olurlar (Nozick 2000:49-55).
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Nozick’in hak anlayışını kısaca özetledikten sonra, doğal haklar öncülünden hareketle devleti nasıl meşrulaştırmaya giriştiğine bakabiliriz. Bu sanıldığından çok daha zorlayıcı bir uğraştır, zira bu ölçüde güçlü bir hak formülasyonu veya doğal haklar anlayışından hareketle devlet gibi zorlama tekeline sahip bir yapıyı tam anlamıyla haklılaştırmakta kişiyi büyük güçlükler beklemektedir. Kaldı ki, anarko-kapitalistler bunun imkânsız olduğunu ileri sürmektedirler.
Reklam
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Nozick’in, bir seferde topluca yapılan bir sözleşmeyle devletin kurulması yerine, görünmez elin işlediği bir süreç içinde serbest piyasa anarşizminden minimal devlete gidişi, aşama aşama açıklamaya girişmesinin önemli bir gerekçesi var gibi görünmektedir. Nozick, Locke’un doğal durumun ortaya çıkardığı güvenlik ve adalete ilişkin zaafların sadece sıralanmasını ve bunun da devlet için gerekçe olarak kullanılmasını yeterli bulmaz. Ayrıca doğal durumdaki problemlerin çözülebilmesi veya etkilerinin azaltılması için, serbest piyasa anarşizmi içinde neler yapılabileceğinin de gösterilmesi gerekmektedir. Böylece serbest piyasa anarşizminde ortaya çıkabilecek rahatsızlıklar ile bunların etkilerinin hesaplanabilmesi ve bunların ancak devlet tarafından çözülebilecek sorunlar/kusurlar olduğunun gösterilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu rahatsızlıkların, çözüm olarak düşünülen devletten daha kötü olup olmadığının hesaplanması da gerekmektedir (Nozick 2000: 40). Nozick’in bu çabaları, akla gelen “tüm argümanları” veya “mümkün olan tüm” olasılıkları ele alarak, anarko-kapitalistlerin devlete ilişkin “tüm” itirazlarını gidermeyi denediği izlenimi uyandırmaktadır. Aslında Nozick, bunu başardığını düşünmektedir (Nozick 2000: 160). Nozick anarko-kapitalist liberteryenleri ikna etmeyi başaramamış olsa bile, devletçi bir çağda bu gayret oldukça anlamlıdır.
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Nozick hakim koruma şirketine kendi müşterilerine karşı bağımsızların adaleti özel olarak yerine getirmesini (yüksek riskli eylem olduğu ve uygulanması durumunda müşterilerinin prosedürel haklarını ihlal edeceği gerekçesiyle) yasaklatmak suretiyle, devletin varlığı için zorunlu koşullardan ilkini (bölgesinde zor kullanma tekeli) gerçekleştirmiş olur. Nozick adaleti uygulama prosedürleri arasında ahlâken zorunlu bir tercih yapmayı imkânsız kılan subjektivizmi benimsediği için, gücün yarattığı bu de facto durumun ahlâken izin verilir bir durum olduğunu düşünmektedir. Nozick burada bir tür Hobbescu çözüme rıza göstermiştir durumdadır (Uslu 2007:226). Mutlak doğru yoksa, güce sahip olan doğruya karar verir, daha doğrusu güce sahip olanın tercihi fiilen “doğru”ymuş gibi işlem görür. Herkes aynı hakka sahip olduğuna göre hakim koruma şirketinin bu hakkı uygulamasında gayri ahlâkî bir durum söz konusu değildir.
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Randy Barnett’e göre, Nozick devleti meşrulaştırmak için kullandığı tazminat ilkesi ve prosedürel hakları felsefi olarak temellendirememiştir. Öncelikli olarak, Nozick hakların kendisi ile onların kullanımındaki prosedürleri birbirine karıştırmaktadır. Doğal haklar, objektif olarak ve ontolojik olarak temellenir. Prosedürlerin güvenilir olup
Cennet Uslu, Robert Nozick: Anarko-Kapitalizme Karşı Minarkizm
Hakim koruma şirketi bağımsızların adaleti özel olarak yerine getirmesini, müşterileri adına ve onların prosedürel haklarını ihlal etme riski taşıdığı gerekçesiyle yasaklamıştır. Bu yasaklamayla bağımsızlar müşterilerden kendilerine yönelecek olan hak ihlalleri karşısında müşterileri cezalandırma şansı ve imkânından mahrum kalacaklar, saldırılar karşısında caydırıcılık güçlerini yitirecekler ve kendilerini koruma imkânlarını kaybedeceklerdir. Bu durum bağımsızların günlük yaşam ve faaliyetlerinde onlara ciddi dezavantajlar getirecektir. Bu yasaklamanın ahlâken meşru olabilmesi için bağımsızların düştüğü dezavantajın tazmin edilmesi gerekmektedir. Bu tazminat hakim koruma şirketi vasıtasıyla müşterilerden karşılanacaktır.
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.