Marksist eskatoloji aslında Hıristiyan doktrinini taklit ediyordu. Başlangıçta özel mülkiyetin, sınıfların, sömürünün ve yabancılaşmanın olmadığı mükemmel bir dünya, Cennet Bahçesi vardı. Sonra günah, özel mülkiyetin keşfi ve sömürücülerin yaratılışı bunu izlemişti. İnsanlık Cennet'ten kovulmuş, eşitsizliği ve yokluğu yaşamaya mahkum edilmişti. Sonra insanlar bir dizi üretim biçimini denemiş, kölecilikten feodalizme, daha sonra kapitalizme geçerken hep çözümü aramış ama bulamamıştı. Ve nihayet kurtuluş mesajıyla gerçek peygamber, Bilimin hakikatini vazeden Karl Marx gelecekti. Onlara kurtuluş sözü verecek, ama dikkate alınmayacaktı; onu yalnızca en yakın müritleri duyacaklar ve hakikati geleceğe taşıyacaklardı. Ama sonunda, seçilmiş din önderleri, parti liderleri gerçek inancın taşıyıcısı olan proletaryanın doğru yolu görmesini sağlayacak ve daha mükemmel bir dünyayı yaratmak üzere bir araya geleceklerdi. Korkunç bir son kavgayla devrim kapitalizme, yabancılaşmaya, sömürüye ve eşitsizliğe son verecekti. Bundan sonra, yeryüzü mükemmel olacağı ve hakiki inançlılar kurtulacağı için bu tarihin de sonu anlamına gelecekti.
Sayfa 366Kitabı okudu
Toplumsal Bilinç
"Toplumsal bilinç bütünlüğü sağlamak ve bundan oluşan aynı frekansta devinen enerji yaratmak dünyayı niyet ettiğimiz cennet ortamina çevirir."
Sayfa 202 - Şira yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Ey Cabir! Şüphesiz Allâh-u Teâlâ varlık- ları yaratmadan önce senin peygamberinin nurunu Kendi (emriyle vasıtasız olarak yarattığı özel) nurundan yaratmıştır. O nur kudretle, Allâh-u Teâlâ'nın dilediği yerlerde dolaşmaya başlamıştır. O vakit ne Levh, ne Kalem, ne cennet, ne cehen- nem, ne melek, ne gök, ne yer, ne güneş, ne ay, ne cin, ne de insan yoktu! Allâh-u Teâlâ mahlûkatı yaratmak iste- yince, o nuru dört parçaya ayırdı; birinci parçadan Kalem'i, ikincisinden Levh'i, üçüncüsünden Arş'ı yarattı. Sonra dördüncü parçayı da dört parçaya ayırdı; birinci parçadan Arş'ı taşıyan melekleri, ikincisinden Kürsî'yi, üçüncüsünden ise geri kalan melekleri halketti Sonra dördüncü parçayı da dört cüze ayırdı; birincisinden gökleri, ikincisinden yerleri, üçüncü- sünden de cennet ve cehennemi var etti, sonra dördüncü parçayı dört cüze ayırarak; birincisinden müminlerin gözlerinin nurunu yarattı, ikincisinden kalplerinin nuru olan; Allah'ı bilmeyi, üçüncü- sünden de ünsiyetlerinin nuru olan tevhidi ki, o da: La ilahe illallah Muhammedü'r-Rasûlüllâh'(a inan- maları)dır!".
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Çünkü meselâ, bu gözümüz önünde bir parmak kadar asmanın üzüm çubuğunda, yirmi salkım var ve her salkımda, şekerli şurub tulumbacıklarından yüzer tane var. Ve her tanenin yüzüne incecik ve güzel ve latif ve renkli bir mahfazayı giydirmek ve nâzik ve yumuşak kalbinde, kuvve-i hâfızası ve programı ve tarihçe-i hayatı hükmünde olan sert kabuklu, ceviz içli çekirdekleri koymak ve karnında "cennet helvası" gibi bir tatlıyı ve âb-ı kevser gibi bir balı yapmak ve bütün zemin yüzünde, hadsiz emsâlinde aynı dikkat, aynı hikmet, aynı hârika-i sanatı, aynı zamanda, aynı tarzda yaratmak, elbette bedâhetle gösterir ki: Bu işi yapan bütün kâinatın Hâlıkıdır ve nihayetsiz bir kudreti ve hadsiz bir hikmeti iktiza eden şu fiil, ancak O'nun fiilidir. Âyet-ül Kübra - 111
Önce şu ağzınıza yapışmış "biz" lafından ve siz olmayanlara kullandığınız "siz" hakaretinden bir kurtulun hele. Ben dediğiniz şeyi yaratmak uzun sürebilir ama önce kimlikten sıyrılıp kişiliğe, kişilikten de kendiliğe hicret edin. Vicdanlarınızın etrafına kırmızı, sarı, yeşil yuvarlaklar çizin ve kırmızıdan içeriye kırk yıllık eşinizi bile sokmayın. Orası sizsiniz. Oraya -iyi niyetli bile olsa- ayak basan sizi işgal eder. Cennet ve cehennem biletleri de teker kontenjanlı, biliyorsunuz. Tıpkı ölürken olduğu gibi, Yapayalnız doğarız!
Reklam
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Kim, ne zaman yeni bir cennet yaratmaya girişmişse, gücü kendi cehenneminden almıştır... - Kusura bakmayın, dostlarım, mutluluğumu duvara resmetme cüretini gösterdim. - Kendini yaratmak ve kendini aşmak için mücadele edip bu uğurda olanı severim.
Reklam
Dante Alighieri'nin İtalyan edebiyatının klasik bir eseridir. Eser, yazarın cehennem, araf ve cennetteki yolculuğunu anlatan uzun bir epik şiir şeklinde yapılandırılmıştır. Dünya edebiyatının bir şaheseri ve İtalyan ve Avrupa edebiyatının gelişiminde kilit bir eser olarak kabul edilir. Şiir, Cehennem, Araf ve Cennet'te bir yolculuktur ve bu alemlerde yolculuk ederken şairin kendisini takip eder ve öbür dünya ile günahın ve kefaretin doğası üzerine düşünür. Şiir son derece kışkırtıcı ve teoloji, ahlak ve insanlık durumu üzerine benzersiz ve anlayışlı bir bakış açısı sunuyor. Çalışma, ölüm, ahlak, kefaret ve anlam arayışı temalarını araştıran zamansız ve güçlü bir hikaye yaratmak için mitoloji, felsefe ve tarihin unsurlarını birleştiriyor. Klasik edebiyat, felsefe ve insanlık durumuyla ilgilenen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Şoseden ayrılan yolların güzel, harikulade yerlere, bilinmedik, hep arzulanmış yerlere gittiklerini zannetmeyen bir yaradılışta kaç insan vardır, bilmem. Varsın olsun! Mademki her zaman insanların içinde bir cennet yaratmak hulyası hakikat kadar kuvvetlidir. Şoseden ayrılan, etrafında kara ve kocaman böğürtlenlerin olduğu ıslak gibi toprak yolda istediğiniz kadar cennet köyler, sevişen insanlar, mahsuldar topraklar, şarap içilen kahveler tahayyül edebiliriz.
Sayfa 220 - Pdf/Kindle/ÇelmeKitabı okudu
"...her zaman insanların içinde bir cennet yaratmak hulyası hakikat kadar kuvvetlidir. "
Sayfa 9 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ondan bir cennet yaratmak yerine birbirleri için bir cehennem yaratıyorlar çünkü herkes sevgi adı altında birbirine hükmetmeye çalışıyor; bunun altında hükmetme arzusu yatıyor.
318 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.